Examples of using "Não te" in a sentence and their turkish translations:
Senden nefret etmiyorum.
- Seni ilgilendirmez.
- Bu sizi ilgilendirmez.
- Bu seni ilgilendirmez.
Ölme. Ölme sakın.
Affedersin! Seni duymadım.
Ben seni tanımıyor muyum?
yanmamak için,
- Seni suçlamıyorum.
- Sizi suçlamıyorum.
Tom sizi ısırmayacaktır.
Kaçmana izin vermeyeceğim.
Seni sevmiyorum.
Sana hiçbir borcum yok.
Seni koruyamayız.
Sana ihanet etmedim.
- Şu sana yardım etmeyecek.
- Bu size yardımcı olmaz.
- Seni ilgilendirmez.
- Bu seni ilgilendirmez.
- Bu seninle ilgili değil.
Ne? Seni duyamıyorum.
- Seni yüzüstü bırakmayacağım.
- Seni terk etmeyeceğim.
- Ben seni terk etmeyeceğim.
- Seni çağırmadım.
- Seni aramadım.
Seni tanımadım.
Ben senden vazgeçmedim.
Seni görmüyorum.
Seni uyarmadım mı?
Seni bulmayacağımı düşünmüştüm.
Seni hayal kırıklığına uğratmamaya çalışacağım.
Seni öldürmeyeceğim.
Bu gerçekten seni ilgilendirmez.
- Neredeyse seni görmedim.
- Seni neredeyse görmüyordum.
Seni gerçekten kıskanmıyorum.
Seni uyandıramadım.
- Seni uyandırmadım, değil mi?
- Sizi uyandırmadım, değil mi?
Ben sadece seni sevmiyorum.
O sana bir şey vermezdi.
Artık seni neredeyse hiç görmüyorum.
- O seni sevmiyor, biliyorum.
- Biliyorum, o seni sevmiyor.
- Onun seni sevmediğini biliyorum.
Onlar seni istemiyorlar.
"Bulmuşken yiyeyim bari."
Bir yere gitme, orada kal.
Onu yaptığın için seni suçlamıyorum.
Bu sorunun seninle bir ilgisi yok.
Yatağın altında gizlenme.
Merak etmeyin, her şey yolunda.
Henüz sana hiçbir şey söyleyemem.
Sakın!
Kendini suçlama.
Vazgeçme.
Seni bir daha hiç görmek istemiyorum.
Tom seni tanımayabilir.
- Endişelenme.
- Üzülme.
- Merak etme.
- Takma kafana.
Sana henüz söylemedim, değil mi?
Sizi anlamıyorum.
Onlar sana yeterince ödemiyor.
Tom muhtemelen seni duymadı.
Bu nedenle sana söylemedim.
Tom sana bir şey söylemedi mi?
Affedersiniz, ben sizi anlamadım.
Ben zaten size her şeyi anlatmadım mı?
- Ben seni hak etmediğimi biliyorum.
- Size layık olmadığımı biliyorum.
- Sana layık olmadığımı biliyorum.
- Sizi hak etmediğimi biliyorum.
Beni tanıyor musun? - Hayır, seni tanımıyorum.
Sanırım Tom seni anlamadı.
Sana ihanet etmeyeceğim.
Bunu okulda öğretmezler.
Onu unutma.
Bunun seni ilgilendirmediğini biliyorum.
Çalar saatini ayarlamayı unutma.
Seni partimde istemiyorum.
Ben sana dün biraz ödünç para vermedim mi?
O sana herhangi bir zarar vermez.
Umarım seni çok fazla sıkmıyorum.
Sana bir şey borçlu değilim.
Size öyle söylemedim mi?
Acele etmezsen, treni kaçırırsın.
Ben seni duymadım.
Uzun süredir seni görmedim, Bill.
Tom seni görmedi.
- O sizi anlamıyor.
- O seni anlamıyor.
Ben liseden beri seni görmedim.
Artık seni sevmiyorum; bu yüzden üzgünüm.
Ne yapabileceğimi göreceğim ama sana bir şey söz vermiyorum.
Kaza için seni suçlamıyorum, senin hatan değildi.
- Seni ısırmadığı için şanslısın.
- Sen şanslısın çünkü seni ısırmadı.
Telefonla ilgili yanlış bir şey var. Ben seni zorlukla duyabiliyorum.
İki hafta geçti ve ben seni görmedim.
Bu size yardımcı olmaz.
Seni unutmayacağım.
Tom sana uyacak.
Tom sana Mary'yi tanıdığını söylemedi mi?
Oraya oturma. Tom'un yeri orası.
Seni getirmem.
Pekala ama seni uyarmadığımı söyleme.
Her yerde seni aradım ama seni bulamadım.