Translation of "Feitos" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Feitos" in a sentence and their turkish translations:

Do que eles são feitos?

Onlar neyden yapılmıştır?

Os casamentos são feitos no céu.

Evlilikler cennette yapılır.

Muitos trabalhos são feitos por computadores.

Birçok iş, bilgisayarlar tarafından yapılır.

Fomos feitos um para o outro.

Birbirimiz için yaratılmışız.

Estes sapatos são feitos na Itália.

Bu ayakkabılar İtalya'da yapılır.

Todos os brinquedos são feitos de madeira.

Tüm oyuncaklar ahşaptan yapılmıştır.

Tom produz lindos móveis feitos de madeira.

Tom ahşaptan güzel mobilya yapar.

Estou seguindo os planos feitos pelo congresso.

Kongre tarafından yapılmış planları izliyorum.

Os pneus são feitos de borracha sintética.

Araba lastikleri sentetik kauçuktan yapılır.

Você gosta de ovos feitos de que jeito?

Yumurtanı nasıl istersin?

Muitos filmes independentes são feitos com baixos orçamentos.

Birçok bağımsız film düşük bütçelerle yapılmaktadır.

Os navios eram naquela época feitos de madeira.

- O günlerde gemiler tahtadan yapılmıştır.
- O günlerde gemiler ahşaptan yapılırdı.

Hoje em dia, muitos sapatos são feitos de plástico.

Günümüzde birçok ayakkabı plastikten yapılmaktadır.

Os músculos são feitos de centenas de fibras finas.

Kaslar yüzlerce ince liften yapılmıştır.

Feitos de queratina, a mesma fibra do cabelo e unhas humanas,

İnsan saç ve tırnaklarındaki keratin lifinden oluşan boynuz

Armadilhas de túneis e bordados feitos de acordo com crenças pagãs

pagan inançlarına göre tüneller tuzaklamalar ve işlemeler yapılmış olmaları

Esses são os grandes feitos que meu pai, Felipe, vos fez.

Bunlar babam Philip'in sizin için yaptığı büyük işler.

O Tom e a Mary foram, realmente, feitos um para o outro.

Tom ve Mary gerçekten birbirleri için yaratılmışlar.

Ou os antigos egípcios estavam à nossa frente como tecnologia ou alienígenas feitos

ya eski mısırlılar teknoloji olarak bizden ilerideler yada uzaylılar yaptı

Os primeiros ninhos foram feitos há quase dois meses e já começam a eclodir.

İlk yumurtalar yaklaşık iki ay önce bırakıldı. O yumurtalardan yavrular çıkmaya başladı.

- Os planos estão destinados a ser mudados.
- Os planos são feitos para serem alterados.

Planların değiştirilmesi amaçlanmaktadır.

Graças aos arranjos feitos por Ken'ichi, as mulheres encontraram vários lugares para trabalhar ao redor da cidade.

Ken'ichi tarafından yapılan düzenlemeler sayesinde, kadınlar kasaba civarında çalışmak için değişik yerler buldu.

Tom diz que Mary é sua alma gêmea e que eles foram feitos um para o outro.

Tom Mary'nin ruh eşi olduğunu ve birbirleri için yaratıldıklarını söylüyor.

- Esses sapatos foram fabricados na Itália.
- Esses sapatos foram feitos na Itália.
- Esses sapatos foram produzidos na Itália.

Şu ayakkabılar İtalya'da yapıldı.

Está ficando fácil achar arquivos de áudio feitos por falantes nativos para praticamente qualquer lingua que você possa querer estudar.

Neredeyse öğrenmek isteyebileceğin her dilde yerli konuşurlar tarafından hazırlanmış ses dosyalarını bulmak kolaylaşıyor.