Examples of using "Extremamente" in a sentence and their turkish translations:
Ben son derece mutluyum.
Tom son derece tedirgin.
Bu son derece haksızlık.
Son derece utanç vericiydi.
Aşırı derecede pahalı.
- Bu son derece çirkin.
- Bu aşırı derecede çirkin.
O son derece önemli.
Son derece tatminsiz kaldım.
Tom son derece tembel.
Bak, ben son derece meşgulüm.
Onlar son derece heyecanlıydılar.
Tom son derece zengin.
Tom son derece inatçı.
Tom son derece kibar.
Tom son derece öfkeli.
- Tom son derece eli açık.
- Tom son derece cömert.
O, son derece yakışıklıdır.
Son derece arkadaş canlısıdır.
Bugün son derece soğuk.
Bu son derece yararlı olacak.
Son derece heyecanlıydım.
Bu son derece yararlı olacak.
Tom son derece tehlikeli.
Tom son derece sarhoş.
Tom son derece şiddetli.
Tom son derece şüpheci.
Ben son derece meşgulüm.
Tom son derece utangaç.
Ben son derece heyecanlıyım.
Karmaşık ve derin meseleleri açıklamak için
Dişinin duyuşu çok kuvvetli.
Hava aşırı sıcak.
Tom son derece zeki.
Bu son derece yararlı bir nesne.
Bu yılanlar son derece tehlikeli.
Tom onu son derece iyi şekilde yapar.
Bu konu son derece tartışmalı.
Tom son derece utangaç, değil mi?
Tom aşırı derecede yorgun olduğunu söyledi.
Bu son derece önemli bir düzeltmedir.
Onun son derece güzel olduğunu düşündüm.
- Tom son derece yetenekli bir sanatçı.
- Tom son derece yetenekli bir ressam.
Tom'u kurtarmak son derece zor olacak.
Haber onu derinden üzdü.
Bu malzemeler son derece değerli oldu.
Tom şimdi son derece meşgul.
Gecenin köründe beslenmesi hiç alışıldık bir durum değildir.
Japonya oldukça gürültülü bir ülkedir.
Onun son derece iyi gittiğini düşünüyordum.
Bir atomun boyutları son derece küçüktür.
Son derece acı verici olmak zorundaydı.
Tom son derece meşgul bir adamdır.
Ben Katolik oldum çünkü son derece kötümserim.
Jilet gibi keskin kenarları sizi testere gibi keser.
Aşırı hassas antenleri en ufak hareketi algılamaya ayarlı.
Karayip flamingo yavruları çok hızlı büyür.
son zamanlarda bu Zoom meselesi aşırı şekilde can sıktı
Bay Ito oldukça eğitimli bir insan.
Yapmak için son derece aptalca bir şeydi.
Tom bunun hakkında son derece ayrıntılı bir rapor yazdı.
İnanılmaz koku duyusu sayesinde onları tespit ediyor.
Aşırı yüksek sesli müzik onların sohbetini böldü.
Tom son derece öngörülemez.
Tom Mary'ye onun yardımı için son derece minnettar.
Sinir uçları ve kan damarlarıyla dolu olduğundan son derece hassastır.
Tom bugün son derece meşgul.
Bu konu bizim için son derece önemlidir.
Bundan faydalanmak için... ...bazı hayvanlar inanılmaz koku duyuları geliştirmiştir.
Demek istediğim, "bedava" olağanüstü bir motivasyon kaynağıdır ve tüketiciler bir ürünü birden fazla alarak...
Japonların tanıdıkları kişilere karşı nazik oldukları fakat tanımadıklarına karşı oldukça soğuk oldukları söylenmektedir.
Tatoeba'da cümleleri Fransızcadan İngilizceye çevirmeye tutkunum. İspanyolca da beni son derece cezbediyor.
Bazı Almanca kelimelerin telaffuz edilmesi İngilizce konuşan biri için son derece zordur. Örnek olarak: "Streichholzschächtelchen".