Translation of "Admitir" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Admitir" in a sentence and their turkish translations:

Devo admitir que errei.

Hatalı olduğumu itiraf etmeliyim.

- Não queria admitir que estava errado.
- Não queria admitir que estava errada.

- Yanıldığımı itiraf etmek istemedim.
- Hatalı olduğumu kabul etmek istemedim.

Vou admitir que estou errado.

Ben hatalı olduğumu itiraf ederim.

Tom se negou a admitir.

Tom onu itiraf etmeyi reddetti.

- Eu tenho que admitir que eu ronco.
- Tenho que admitir que eu ronco.

- Horladığımı kabul etmek zorundayım.
- Horladığımı kabul etmeliyim.

Tenho de admitir que o curti.

Bunu beğendiğimi itiraf etmek zorundayım.

Tenho de admitir que estou curioso.

Meraklı olduğumu kabul etmeliyim.

Eu acho que devemos admitir isso.

- Onu kabul etmemiz gerektiğini düşünüyorum.
- Onu itiraf etmemiz gerektiğini düşünüyorum.
- Bence onu itiraf etmeliyiz.

- Tom nunca vai admitir que ele estava errado.
- Tom nunca vai admitir que estava errado.

Tom hatalı olduğunu asla kabul etmeyecek.

- Eu tenho que admitir que você está certo.
- Eu tenho que admitir que você está certa.
- Eu tenho que admitir que você tem razão.

Senin haklı olduğunu itiraf etmek zorundayım.

- O Tom não quer admitir que ele estava errado.
- Tom não quer admitir que estava errado.

Tom hatalı olduğunu kabul etmek istemez.

Preciso admitir que não esperava por isso.

Bunu beklemediğimi itiraf etmeliyim.

Devo admitir que a culpa foi minha.

Onun benim hatam olduğunu itiraf etmeliyim.

Eu preciso admitir que você tem razão.

Kabul etmeliyim, haklısın.

O Tom estava relutante em admitir isso.

Tom onu kabul etmeye isteksizdi.

Tom tem dificuldade para admitir que está errado.

Tom hatalı olduğunu kabul etmekte zorluk çekiyordu.

Tom acabou de admitir que cometeu um erro.

Tom sadece yaptığı hatayı itiraf etti.

Tom não teve coragem de admitir seu erro.

Tom'un hatasını itiraf edecek cesareti yoktu.

Tom teve de admitir que Mary tinha razão.

Tom Mary'nin haklı olduğunu kabul etmek zorunda kaldı.

Devo admitir que não gosto muito de música contemporânea.

Çağdaş müziği fazla beğenmediğimi kabul etmeliyim.

Tom negara-se de novo a admitir a ofensa.

Tom görevi kötüye kullanmayı defalarca reddetti.

Eu estou pronto a admitir que isso foi minha culpa.

Onun benim hatam olduğunu itiraf etmeye hazırım.

Acho que você quer isso mais do que quer admitir.

Sanırım bunu kabul etmek istediğinden daha çok istiyorsun.

Eles não querem admitir que é realmente uma moda passageira.

Onlar gerçekten bunun gelip geçici bir heves olduğunu kabul etmek istemiyor.

Tom não teve a decência de admitir que estava errado.

Tom hatalı olduğunu kabul edecek nezakete sahip değildi.

Tom não vai admitir que ele não fez nada de errado.

Tom yanlış bir şey yaptığını kabul etmeyecektir.

Sami foi forçado a admitir que precisava de ajuda para sobreviver.

Sami hayatta kalmak için yardıma ihtiyacı olduğunu itiraf etmek zorunda kaldı.

Acho que você está se divertindo mais do que gostaria de admitir.

Sanırım itiraf etmek istediğinden daha iyi zaman geçiriyorsun.

Eu não creio que o Tom vá admitir que ele está equivocado.

Tom'un hatalı olduğunu kabul edeceğini sanmıyorum.

Eu acho que é hora de eu admitir que eu nunca me importei.

Sanırım seni asla önemsemediğimi itiraf etmemin zamanıdır.

Tatoeba não deve admitir como colaboradores aqueles que só desejam denegrir-lhe a imagem e aviltar-lhe a atividade.

Tatoeba, yalnızca imajını kötülemek ve faaliyetini aşağılamak isteyenleri işbirlikçi olarak kabul etmemeli.