Examples of using "Zupełnie" in a sentence and their turkish translations:
Sen hiç değişmedin.
Hiç beklenmedik bir durum.
Biz oldukça samimi olarak konuştuk.
Ben tamamen çıplağım.
Yapayalnızdım.
Her şeyi yanlış anlamışım.
Gökyüzü tamamen karanlıktı.
O, tamamen aşağılanmış hissetti.
Havlu oldukça işe yaramazdı.
O burada yapayalnız yaşıyor.
- Doğruyu söylemem gerekirse, tamamen unutmuşum.
- Doğruyu söylemem gerekirse, tamamen unuttum.
Tom hakkında her şeyi unuttum.
Ben kesinlikle hiçbir şey bilmiyorum
Tamamen normal.
ve muhtemelen tamamen farklı şeylere ilgi duyuyordunuz.
Bambaşka bir dünyaya adım atıyorsun.
Tamamen kazara oldu.
Tom mükemmel bir yabancı değildi.
Tom tam sana benziyor.
Hiroko orada tek başına oturdu.
Beklediğimden gerçekten farklı.
Sanırım yarın tamamen kel olacağım.
Bu, tamamen yeni bir endüstri türünü doğurdu.
Bill kardeşinden tamamen farklıdır.
Tom tamamen iyileşti ve işe geri gidebilir.
Çünkü Covid-19 çok farklı.
Ancak Covid-19 çok yeni.
Belki bu onun için tam olarak aynı olacaktır.
O, yılanlardan hiç korkmaz.
yine tamamen farklı şeylere ilgi duyuyor olacaksınız.
Herhangi bir İngiliz yemeğini yemeğe ilgim yok.
Şu anda tamamen yok olmuş. Aramaya dağın diğer tarafında devam edelim.
...yağmur ormanlarını yepyeni bir gözle görebiliyoruz.
Çakan şimşeklerin dışında artık ortalık zifiri karanlık.
Bu, onu farklı bir seviyeye taşıyor.
Öğrenmek bir şey, öğretmek tamamen bir başka şeydir.
O bir cadı, aynı annesi gibi.
Baban parayı hiç umursamaz.
Kutuyu açtığımda kutu boştu.
Üç haftadır, o hiçbir şey yemedi.
Hiç beklemediğim bir şeydi, bu yüzden çok şaşırmıştım.
Küçükler susamaya başladı. Yenidoğan bitap düşmüş durumda.
Oldukça makul görünüyor.
Gerçekçi olmak gerekirse, bu konu onu hiç ilgilendirmez.
Yememiz için bir şey yapmağı tamamen unuttum.
aynı şeyleri farklı şekilde gördüm.
Kadın olduğunun bu kadar az ayırdında olması ürpertici.
Ben kesinlikle hiçbir şey yapmadan bütün günü yatakta geçirdim.
Eğer yepyeni bir görev için hazırsanız "Sonraki Bölüm"ü seçin.
Ben berbat şekilde başarısız oldum.
Tom burada tek başına yaşıyor.
Deri ve tüy kaplı gözleri bu köstebeği tamamen kör bırakmıştır.
Tom onun hepsinin tamamen normal olduğunu söyledi ama değil.
Ben onun babası olduğunu düşündüğüm adam tam bir yabancı olduğunu kanıtladı.
Bu dil yazıldığında benim için son derece açıktır, ancak konuşulduğunda kesinlikle anlaşılmazdır.
Fakat burada, uzak akrabalarla birbirine tamamen yabancı olanlar yıldızların altında su içip yıkanıyor.
O felçli.
Kılıcım kör olabilir ama o senin gibi biri için fazlasıyla yeterli.
Tom uyandığında yangın çıktığını ve ayrıca şimdi tamamen yalnız olduğunu gördü. Tek ses esintiyle sallanan bambunun hışırtısıydı.