Examples of using "Swoim" in a sentence and their turkish translations:
O, arkadaşlarına yardım etti.
Ailene söyledin mi?
Sezgilerinize güvenin.
Ben arkadaşlarıma güveniyorum.
Köpeğinle konuşur musun?
- O, odasında ağlıyordu.
- Odasında ağlıyordu.
Odamda uyurum.
Telefonunla bir resim çek.
Beni oradaki arkadaşınla tanıştır.
- Odanda kal.
- Odanızda kalın.
Dişi lider burnunu takip ediyor.
Ağır kokularını etrafa sürerek sınır belirliyorlar.
...çünkü ailelerinin geçimini sağlamak zorundalar.
Bana planından bahset.
Bahçesine sebze ekti.
O, odasında oynuyor.
O, ailesinin sözünü dinler.
Biz bizim anavatanımızdayız.
Tom odasına doğru gözden kayboldu.
O, odasında müzik dinliyor.
Şimdi seni annemle ve babamla tanıştıracağım.
O, odasında müzik dinledi.
- Kendi arabasını sürüyor.
- Kendi arabasını kullanıyor.
Odasında kitap okuyor.
Tom odasında uyuyor.
Tom Mary'yi ailesine tanıttı.
Tom Mary'yi arkadaşlarına tanıştırdı.
E-postanla ilgili sorunlar yaşıyor musun?
Jim arabasının üzerinde çalışıyor.
- Kameranı ne yaptın?
- Kameranı nereye koydun?
En azından kendi deneyimlerimden çıkardığım sonuç,
Gelişim hakkında onu bilgilendirdim.
Tom çadırında.
Onun yaşı hakkında yalan söyledi.
O, her gün günlüğünü yazmaya karar verdi.
Evinde mutlu musun?
Tom kendisini odasına kilitledi.
Onun, odasında şarkı söylediğini duydum.
Babam odasında.
Tom'u arabamda istemiyorum.
Tom kol saatindeki alarmı kurdu.
Mary odasındaki mumları yakar.
Dün günlüğüme çok şey yazdım.
Kolunu omuzunda hissetti.
Kelimeye sözlüğünde bak.
Mary atına binmeyi sever.
Kocasının aksine çok genç görünüyor.
Neden üniformanı giymiyorsun?
Tom iPhonu ile Mary'nin fotoğrafını çekti.
Tom sık sık köpeğiyle konuşur.
Tom anahtarı unutup kapıda kaldı.
Tom arka bahçesinde bir çukur açtı.
O şimdi odasında.
Çocuk yeni sopası ile topa vurdu.
Ofiste tonlarca kitabım var.
Tom oğluyla yakalama oynuyor.
Tom kazara kapıyı kilitleyip kendini dışarıda bıraktı.
Köpek mutlu olduğunda kuyruğunu sallar.
Ken ağabeyi ile odasını paylaştı.
Çoğu kişi günlük hayatı hakkında yazı yazar.
Tom'a odasında kalmasını söyledim.
Tom odasında bir bavul topluyor.
Neden ebeveynlerine bizden bahsetmedin?
Tom, ofisinde bizi bekliyor.
Onun rakibine karşı bir şansı yok.
Tom işinde oldukça iyidir.
Tom, defterindeki bazı ayrıntıları karaladı.
Tom ofisinde telefonda.
O, masasında bir insan kafatası tutuyor.
Tom asla çocukluğu hakkında konuşmaz.
Jim dizüstü bilgisayarında bir şeyler yazmaya koyuldu.
Senin iPodunda kaç tane seslikitabın var?
Tom yatak odasını küçük erkek kardeşiyle paylaştı.
Tom'un masasında bir yığın ders kitabı var.
Çocuğunuzu, yakın bir arkadaşınızı ya da duygusal partnerinizi düşündüğünüzde
Garip bir şekilde, hayatlarımız birbirini yansıtıyordu.
Yumurtalara sifonuyla oksijen veriyor, onlara göz kulak oluyordu.
"Beni arabanla götürmenin bir sakıncası var mı?" " Hiç yok."
Planından bahsetmemeyi başardı.
Tom öğleden sonrayı garajında oyalanarak geçirdi.
Ama o arkadaşıyla futbol oynuyor.
Keşke arabanı kullanmama izin versen.
Neden odana gidip oynamıyorsun?
Öğrencimle konuşuyorum.
Bir nevi düşüyor gibiydi, tam bir usta, ortamına tamamen alışık.
Bir dişi aslan, 13 aslandan oluşan sürüsüyle ava çıkmış.
Fakat şaşırtıcı ölçüde nazik bir dil kullanarak geçinmeyi başarıyorlar.
Hesaplamalarımız roketin rotasından saptığını gösteriyor.
O senden seks yaşamını anlatmanı istemiyor.
Kazadan sonra, hayatta olduğu için mutlu.
Ben küçükken saatlerce tek başına odamda okurdum.
Bize yardım etmenin en iyi yolu kendi dilinizde katkıda bulunmaktır.
Tom kendisini odasına kilitledi ve dışarı çıkmadı.
- Tom kendisini odasında kilitledi ve ağladı.
- Tom kendisini odasına kilitledi ve ağladı.