Examples of using "Stają" in a sentence and their turkish translations:
geiiştirmeyi öğreniyorlar.
Günler kısalıyor.
- İlkbaharda günler uzar.
- Baharda günler uzar.
Sokucu denizşakayıkları engel teşkil ediyor.
En önce üşüyen kısımlar, uzuvlardır.
Seçimlerde kolaylıkla çoğulcuların yemi oluyorlar.
Atlayış tulumu ve serbest atlama, inanılmaz heyecan verici şeyler
Gezegenin engin alanları donmaya başlıyor. Her gece daha da uzun sürüyor.
Kış sertleştikçe geceler iyice uzar.
Dünya'daki iklim şartları gittikçe daha düzensiz bir hâl aldıkça
Hava kararınca şehirlerin nasıl baskın çıktığı açıkça görülebiliyor.
mümkün olan şey.
Gelgitler güçlenmeye başlamış. Tümsek başlı papağan balığının üremesi için mükemmel şartlar oluşmuş.