Examples of using "Sporo" in a sentence and their turkish translations:
Biz çok içtik.
O, çok para biriktirdi.
Bol miktarda yiyeceğimiz var.
bu uzun bir zaman,
Sumo hakkında bayağı çok şey biliyorsun.
Müşteriler son zamanlarda çok şikayet ediyor.
Konuşacak çok şeyimiz var.
Burada çok fazla altın aranmış.
Senin hakkında oldukça çok şey duydum.
Tom çok abur cubur yerdi.
Önce yapacak çok işimiz var.
Tom'la çok zaman geçirdim.
Birçok kez Boston'a gittim.
Bu sizi bir sürü sorundan kurtaracak.
Hâlâ yapılacak çok iş var.
Tom içecek çok şey aldı.
Tom çok fazla gönüllü iş yapar.
Bunu düşünüp anlamam çok uzun sürdü.
Okul gazetesinde bir sürü iş yaparım.
O diyete başladığından beri çok zayıfladı.
Kutuda çok sayıda yumurta var.
Onun tavsiyesi sayesinde, çok para biriktirdim.
Tom Bana Boston hakkında çok şey anlattı.
Çok zamanın vardı.
Tom kıyafetlere çok para harcar.
Senin yardımın bizi bir sürü işten kurtaracak.
Almanca dil bilgisi ile zor bir zaman yaşıyorum.
Kyoto'da birçok ünlü eski bina vardır.
Ben et yemeyen epeyce insan tanıyorum.
Tom öğleden önce birçok şey yapmak zorunda.
Çift, evlerini dekore etmek için çok para harcadı.
Gürültüye alışmam uzun zaman aldı.
Fransızcayı iyi konuşan birçok arkadaşım var.
Tom'u o kadar kızgın gördüğümden beri uzun zaman oldu.
Tom'u bu kadar mutlu gördüğümden beri uzun zaman oldu.
Boston'da birçok Japon restoranları olduğunu duydum.
Bugün derste epeyce öğrenci yoktu.
Dün toplantıda oldukça az sayıda kişi vardı.
Bu dönem notların ortalamanın oldukça altında.
Eve gitmeden önce yapacak çok daha fazla işimiz var
Vikipedi de o zaman nispeten yeniydi, ben de çok ara verirdim.
Tom ikinizin çok ortak şeyi olduğunu söylüyor.
Şu çift güzel lokantalarda yemek yerken oldukça az para harcar.
Eve gitmeden önce yapacak çok daha fazla işimiz var.
Tom'un sağ kulağının sol kulağından çok daha büyük olduğunu hiç fark ettiniz mi?
Olanlar hakkında birçok sorun olduğuna eminim.
- Dün Japonya'da bir sürü bina deprem dolayısıyla yıkıldı.
- Dün depremden dolayı, Japonya'da çok sayıda bina çöktü.
Tom bana ondan daha önce bahsetseydi bana bir sürü zaman kazandırabilirdi.
Eskiden Tom'la çok takılırdım, fakat o bu günlerde çok fazla buralarda değil.
Ana dilini konuşan bir sürü arkadaşım var, bu yüzden ana dilini konuşanlarla konuşarak bir sürü deneyimim oldu.