Translation of "Serce" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Serce" in a sentence and their turkish translations:

- Złamałaś mi serce.
- Złamałeś mi serce.

Kalbimi kırdın.

- Serce mnie boli.
- Moje serce boli.

Kalbim acıyor.

łamały mi serce.

içler acısıydı.

Miał złamane serce.

Onun kalbi kırıktı.

Zdobyłeś moje serce.

Sen kalbimi kazandın.

serce było symbolem emocji.

kalp, duygusal hayatlarımızın bir sembolü oldu.

serce wali jak szalone,

kalbin çok güçlü atmasını

Jej serce przestaje bić.

Kalbi atmayı bırakıyor.

Przestań, łamiesz mi serce.

Kes, kalbimi kırıyorsun.

Moje serce bije szybko.

Kalp atışım hızlı.

Moje serce przestało bić.

Kalbim atmayı bıraktı.

Masz dobre serce, Tom.

Senin iyi bir kalbin var, Tom.

Tom złamał mi serce.

Tom kalbimi kırdı.

Indianie zjedli jego serce.

Yerliler onun kalbini yediler.

On skradł moje serce.

O benim kalbimi çaldı.

On ma chore serce.

Onun kalbi hasta.

Ona ma złote serce.

Onun altından bir kalbi var.

Moje serce zna prawdę.

Kalbim gerçeği biliyor.

George miał złamane serce.

George kırık kalpli idi.

Czyli na to "metaforyczne" serce.

mecazi kalbe yani.

To była łamiąca serce opowieść.

O, yürek parçalayan bir hikaye idi.

Naprawdę chcesz złamać mi serce?

Gerçekten kalbimi kırmak istiyor musun?

Serce nie odpowiada za produkcję emocji,

Kalp, hislerimizi yaratmıyor olabilir

I śmierć spowodowaną przez chore serce.

ve kalple ilgili ölümler gibi.

serce emocjonalne wpływa na to biologiczne

duygusal kalbin yolu, şaşırtıcı ve gizemli şekillerde

Jeśli uznamy, że mówiąc "złamane serce",

gerçekten de kırık ve hasarlı bir kalpten bahsediyor olabileceğimizi kabul edersek

Tom miał na ramieniu wytatuowane serce.

Tom'un kolunda bir kalp dövmesi vardı.

Pierwszy otrzymał sztuczne serce w 1982 roku,

1982'de Utah'da ilk kalıcı yapay kalp transplantını aldığında

Włożył w to całą duszę i serce.

- O elinden geleni yaptı.
- O canı gönülden yaptı.

Louis i Paul rywalizowali o serce Mary.

Hem Louis hem de Paul Mary'nin kalbi için yarıştı.

- Nie chcę z Tobą rozmawiać, bo złamałeś mi serce.
- Nie chcę z Tobą rozmawiać, bo złamałaś mi serce.

Seninle konuşmak istemiyorum çünkü kalbimi kırdın.

Jak widać, serce w rozpaczy, na środkowym zdjęciu,

Bu resimlerde görünen, ortada yas tutan bir kalp var

Wygląda inaczej niż serce normalne, na zdjęciu po lewej.

ve soldaki normal kalpten oldukça farklı görünüyor.

Dzisiaj kwestia dbania o serce przestaje być domeną filozofów

Bugün kalp bakımı filozofların başlıca konusu değil,

Rozłamane serce jest przebudzone, żywe i wzywa do działania.

Aniden açılmış bir kalp uyanık, canlı ve aksiyonu ister durumdadır.

Całe moje serce, cała moja dusza należy do ciebie.

Bütün kalbim, bütün ruhum sana aittir.

Nie jest tak nasycona znaczeniem i metaforą jak ludzkie serce.

mecaz ve anlam açısından insan kalbi kadar ilham verici değil.

Serce jej się ściskało ze współczucia nad tym biednym dzieckiem.

Zavallı bir çocuk için kalbi sızladı.

Dobry chirurg ma sokoli wzrok, lwie serce i kobiecą dłoń.

İyi bir cerrah bir kartalın gözüne, bir aslanın kalbine ve bir hanımın eline sahiptir.

Wszystko czego chciał Tom, to znaleźć kobietę, której mógłby oddać swe serce.

Tom'un bütün istediği onun vermek zorunda olduğu tüm aşkı kabul edecek bir kadın bulmaktı.

Im szybciej bije ci serce, tym szybciej jad porusza się przez twoje ciało.

Kalbiniz ne kadar hızlı atarsa zehir vücudunuzda o kadar hızlı dolaşır.

Im szybciej bije ci serce, tym szybciej jad porusza się przez twoje ciało.

Kalbiniz ne kadar hızlı atarsa zehir vücudunuzda o kadar hızlı dolaşır.