Examples of using "Słyszę" in a sentence and their turkish translations:
- Ne demek istediğini anladım.
- Seni duyuyorum.
Onu duyabiliyorum.
Helikopteri duyabiliyorum!
Sesler duyuyorum.
Ben telefonu duyuyorum.
- Bir şey duyuyorum.
- Bir şey işitiyorum.
Ben ne duyuyorum?
Tom'u duyamıyorum
Bir şey duyamıyorum.
Ne? Siz arkadaşları duyamıyorum.
Ne dedin? Seni duyamıyorum.
Siz güçlükle duyabiliyorum.
- Hâlâ sesini duyabiliyorum.
- Ben hâlâ senin sesini duyabiliyorum.
Ne? Seni duyamıyorum.
Bazen onun hakkında söylentiler duyarım.
Seni işitebiliyorum ama seni göremiyorum.
- Robert'n hasta olduğunu duydum.
- Robert'ın hasta olduğunu duyuyorum.
O kelimeyi ilk kez duydum.
Yeni bir susturucuya ihtiyacın var gibi görünüyor.
Yeni frenlere ihtiyacın var gibi görünüyor.
Hayvanın hırladığını görebiliyordum, o hırlama hâlâ kulaklarımda.
Bir kedinin pencereyi tırmaladığını duyabiliyorum.
Bazen babamın banyoda şarkı söylediğini duyuyorum.
Duyduğuma inanamıyorum.
Bu şarkıyı her duyuşumda ağlarım.
Helikopteri duyabiliyorum. İşaret ateşine ulaşmamız gerek.
Ne dediğini duyamıyorum, burası çok gürültülü.
Onun şikâyetlerini dinlemekten usandım.
O şarkıyı ne zaman duysam çocukluğumu düşünürüm.
O kadar sessiz konuşuyorsun ki seni zorlukla duyabiliyorum.
Bu şarkıyı her duyduğumda, senin gülüşünü düşünürüm.
Radyoyu kıs. Söylediğin tek kelimeyi anlamıyorum.
Adamın söylediklerini anlayamıyorum.