Examples of using "Końcu" in a sentence and their turkish translations:
Sonunda!
Ve nihayetinde...
Sonunda anlıyorum.
Ağrı sonunda bitecek.
Sonunda bir uzlaşmaya vardık.
Sonunda arkadaşlarıma yetiştim.
Sonunda anahtarı bulduk.
Sonunda yalnızız.
Sakin ol artık!
Herkes sonunda ölür.
Kış nihayet geliyor.
Sonunda İngiliz pasaportumu aldım.
Banyo holün sonundadır.
Tom son olarak vardı.
O, sonunda sorunu çözdü.
Oda salonun sonundadır.
- Caddenin sonunda bir postane var.
- Sokağın sonunda bir postane var.
Sonunda, olayı unuttu.
Benim sıram nihayet geldi.
Tom sonunda sakinleşti.
Sonunda amacına ulaştı.
Sonunda kendi arabam var.
- Sonunda dağın tepesine ulaştılar.
- Nihayet dağın zirvesine vardılar.
Tom sonunda pes edecek.
Sonunda, göle geldik.
Sonuçta her şeyi bana anlatacaksın.
Sonunda denemeye karar verdi.
Sonunda o, problemi çözdü.
Sen hiç dünyanın sonuna kadar gittin mi?
Sonunda anladığına memnun oldum.
Sonunda dileğim gerçekleşti.
O, sonunda istifa etmek zorunda bırakıldı.
O, sonunda gelecek.
Nihayet bir şey üzerinde anlaştık.
Nihayetinde o bir çocuk.
- Onun adı dilimin ucunda.
- Onun adını hatırlamak üzereyim.
Sonunda Tom'a söylemek zorunda kalacaksın.
Söylentinin gerçek olduğu çıktı.
Yavaş ama istikrarlı yarışı kazanır.
Sorun sonunda kendini çözecektir.
Sonunda, muhtemelen bunu yapmaktan bıkacağım.
Sonunda hepimiz öleceğiz.
Sonuçta neyde iyi olabilirdim?
O, nihayet isteğini gerçekleştirdi.
Gölgenin ucuna... ...ufak bir taş koyup
Ama nihayetinde devlet üniversitesine giderek
Sonunda eski arabamızdan kurtulduk.
Sonunda telefonla onunla temasa geçtim.
- Ken sonunda amacına ulaşmıştır.
- Ken sonunda yapmak için yola çıktığı şeyi başardı.
Sonunda tanıştığımıza memnun oldum.
Tüm bunlardan sonra, tanrılar bile zaman zaman hata yapabilirler.
Tom'un sonunda görüşmelere cevap vereceğinden eminim.
Birisi sonunda Tom'a anlatmak zorunda kalacak.
O elinden geleni yaptı ama sonunda yenildi.
Sonunda sorunun cevabını buldum.
Beklenenin tersine telefon etmedi.
Tom sonunda hoşlandığı bir iş buldu.
Tom sonunda baskıya dayanamadı ve itiraf etti.
Sonunda, Tom yardıma ihtiyacı olduğunu fark edecek.
Ama bir noktadan sonra, fokların geri kalanları da beslenmek zorunda.
Tom nihayet öğle yemeği sırasında buraya geldi.
Sonunda bunun olacağını her zaman biliyordun.
Bana Tom hakkında söyleyecek misin yoksa söylemeyecek misin?
Lütfen bir cümlenin sonunda bir nokta koyduğundan emin ol.
Önünde sonunda sizi insanlara götürür. Pekâlâ, şimdi buna yakın duralım.
Sonunda bunu herkesin bileceğini biliyorsun.
Sonunda onu nasıl yapacağını keşfetti.
ama bugüne kadar ikisi arasındaki güçlü bağı göstermede başarısız oldular.
Ne yapmayı bitirdiğimizi sana söyleyemem.
Görünüşe göre yağışlı mevsim sonunda bitti.
Onu bir hafta boyunca her gün aradıktan sonra,
Nihayetinde, yaklaşık 100 gün sonra, kol tamamen yeniden büyümüştü.
Televizyonumun nesi olduğunu sonunda buldum.
Biraz zaman alacak ama sonunda yeniden yapabileceğiz.
Biraz zaman alacak ama sanırım aradaki anlaşmazlığı giderebiliriz.
Mary'nin yurt dışına gitme hayali sonunda gerçek oldu.
Sonunda gerçek yüzünü gösterdi.
Uzun bir tartışmadan sonra, sonunda onu kampa gitmesi için ikna ettim.
Tom onu hemen yapmayacak ama er geç onu yapacak.
Sonunda seninle tanışabildiğime inanamıyorum.
Pediseller, uçlarında üç küçük diş bulunan uzun ve parmağa benzeyen uzantılardır.
Körfezin ucundaki balıklara erişmek için... ...derin bir kanal geçmeleri gerek.
Keşke onun hakkında fikrini söylemese ve sadece onun ne demek istediğini söylese.
Sonunda, biz, o eski püskü lokantada yemek yemeyi sona erdirdik.
Sonuçta hiçbir şey olmadı.
Tom Mary'yi neredeyse bütün gün görmezlikten geldi fakat sonunda akşam yemeğinden hemen sonra onunla konuştu.
Sonuç olarak, bu makul.