Examples of using "Pięć" in a sentence and their turkish translations:
Beş kere yedi, otuz beştir.
(Beş ton)
O, beş cinayet işledi.
Beş ya da on yıl içinde
- Beş dolarınız var mı?
- Beş doların var mı?
bir, üç, beş, yedi -
Yağmur beş gün sürdü.
- Lütfen beş dakika bekle.
- Lütfen beş dakika bekleyin.
Bu kitabın maliyeti beş dolar.
Ben kırk beş yaşındayım.
Saat 7.45.
O beş yaşında.
Beş dakika daha bekleyeceğim.
Beş galon normal benzin, lütfen.
O, beş yıl önce öldü.
Jane'in beş el çantası vardır.
- Sana beş dolar vereceğim.
- Sana beş dolar veririm.
Filmi beş kez izledim.
Beş kişi öldü.
Ben beş yıldır İngilizce öğrenmekteyim.
O, onu beş dolara aldı.
Bu kutuda beş elma vardır.
Tren beş dakika içinde kalkıyor.
Kitap için beş dolar ödedim.
Köyde beş inek var.
Sevgili halkım, beş yıl geçti.
Beş kez sesli bir şekilde çıkarırsanız bu sesi
Sefalet içindekilerin oranı %5'ti.
Beş dakika daha
- Fred'in evinde beş oda bulunmaktadır.
- Fred'in evinin beş odası var.
Beş ile üçün toplamı sekize eşittir.
O, benden beş yaş küçük.
Otobüs beş dakika içinde burada olacak.
Bu kitap için beş dolar ödedim.
Bu kutuda beş elma var.
Ben beş dolardan daha fazlasına sahip değilim.
Beş tavşanın hepsi aç kurtlar tarafından yenildi.
Komite beş bölüme ayrılmıştı.
Sivil toplum kuruluşlarına yaptığı beş milyar dolarlık yatırımla.
Sekizden üç çıkarsa beş kalır.
Tokyo'ya geldiğimden beri beş yıl oldu.
Gün batımından yaklaşık kırk beş dakika sonra vardık.
İngilizce çalışmaya başlayalı zaten beş yıl oldu.
Okul evimden beş kilometre uzaklıktadır.
O üçlü zaten beş albüm çıkardı.
- Ben beş fit, iki inç boyundayım.
- 1.58 boyundayım.
Bir, üç ve beş tek sayılardır.
Adetim beş hafta gecikti.
Ama en önemlisi, dört beş gün sonra tekrar sokağa, eylemlere dönmüştük.
Türkiye'de beş tane depo basıldı
İstasyondan okula en az beş kilometre idi.
Otobüs vaktinden beş dakika önce ayrıldı.
Kazada on beş kişi öldü ya da yaralandı.
Beş yaşındayken bir otobüs sürücüsü olmak istiyordum.
Cumartesi hariç her gün beş dersimiz var.
- George benden beş yaş büyük.
- George benden beş yaş daha büyüktür.
O beş yıl önce Meksika'dan buraya taşındı.
Onu son gördüğümden beri beş yıldan fazla geçti.
Çocuklarım artık üç yıl beş aylık
Bizim dairemizin beş tane odası var.
İlaveten 5 dolar ödemek zorunda kaldım.
Tom'un 45 dakika önce burada olmasını istedim.
Üretici yeni makineye 5 yıl garanti verdi.
Bizim tren deprem nedeniyle beş saat süreyle durdu.
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on.
Hazır ol ya da olma, beş dakika içinde sahnede olmamız gerekiyor.
Hayatının geriye kalanı için ölü olmaktansa, beş dakika için bir korkak olmak daha iyidir.
ama sanırım enkaz dört buçuk kilometre doğuda kalıyor.
Sınıftaki kızların ortalama büyüklükleri, bir metre yirmi beş santimetreden daha fazladır.
Bu beş oyunluk bir operadır.
8.15'te evden ayrılırım ve 8.45'te okula varırım.