Translation of "이상" in Turkish

0.073 sec.

Examples of using "이상" in a sentence and their turkish translations:

만드는 이상,

görevlendirdiğimiz sürece,

‎380,000km 이상 떨어져 있지만

380.000 kilometre ötede dahi olsa...

빈곤층을 절반 이상 줄였습니다.

ve yoksulluğu yarıdan fazla azalttı.

더 이상 그렇게 여겨지지 않습니다.

Artık bu şekilde düşünemeyiz.

‎별빛은 달빛보다 ‎200배 이상 희미합니다

Yıldızların ışığı, ay ışığından 200 kat daha sönüktür.

변화하지 않는 이상 그건 불가능하거든요.

Çünkü öyle görünüyor ki bence değil.

60년 이상 전세계적으로 연구를 통해

60 yıldan uzun süren uluslararası çalışma bize gösterdi ki;

하지만 더 이상 극복하고 싶지 않습니다.

Artık üstesinden gelmek de istemiyorum.

하지만 농담 그 이상 것이 필요해요.

Profesyonel komedyenlik için

상황은 더 이상 나아지지 않고 있었죠.

Artık daha iyiye gitmiyorlardı.

전문지식은 더 이상 지도받을 필요가 없잖아요.

Uzmanlık, herhangi bir koça ihtiyacının olmaması demektir.

이건 거의 2천년 이상 된 오래된 마술입니다.

Bu, 2000 yıldan uzun süreyle, sihrin en eski numarası

또는 우리가 불행하면 그들의 잘못으로 여기는 이상,

veya mutsuz olduğumuz zaman suçu onlara yüklediğimiz sürece

행성이 더 이상 행성이 아닌 순간은 언제인가?

Ne zaman bir gezegendi ve ne zaman olmayı bıraktı?

지구의 상태에 대해 더 이상 침묵해선 안됩니다.

Gezegenimizin durumu etrafındaki sessizliği yıkmamız gerekiyor;

갑작스럽게도 이것은 더 이상 이론이 아니게 되었지요.

Bu artık bir teori olmaktan çıkmıştı.

‎이 암컷은 10m 이상 자랄 수 있고

Bu dişi ileride on metre büyüklüğü aşabilir.

오늘날 10만 명 이상 여성들이 저희 고객들이고

Bugün, 100 binden fazla kadın bizimle çalışıyor ve 20 milyon

자동차 산업의 비밀들은 더 이상 비밀이 아니죠.

Otomobil sanayiinin sırları artık o kadar da gizli değil.

쥐들은 더 이상 공포를 촉발하는 신호에 반응하지 않았습니다.

Sanki hiç o işaretten korkmaları öğretilmemiş gibiydi.

더 이상 싸움을 피할 수가 없는 결정적인 순간까지요.

olmadığını anlayana kadar saldırgandan uzaklaşmaya çalışır.

코뿔소는 매년 전 세계적으로 1천 마리 이상 도살됩니다

Dünyada her yıl 1.000'i aşkın gergedan katlediliyor.

‎그러나 가장 가까운 먹이터도 ‎100km 이상 떨어져 있습니다

Ama beslenecek en yakın yerlerin uzaklığı 100 kilometreyi aşabiliyor.

‎날여우원숭이는 활공의 명수입니다 ‎130m 이상 활공할 수 있죠

Kolugolar süzülmek konusunda ustadır. 130 metre boyunca süzülebilirler.

더 이상 이 까다로운 문제를 외면할 수 없습니다.

Bu sıkıntılı sorunu daha fazla görmezden gelemeyiz.

제가 더 이상 하기 싫은 것들이 뭐가 있을까요?

Artık yapmak istemediğim şeyler neler?

학생들이 더 이상 보상금을 받지 못해도 계속해서 프로그램을 이용할까요?

Artık ödeme yapılmazsa gelmeye devam edecekler mi?

[나는 더 이상 잿빛이 아닌 구름 위에 올라탈 수 있어.]

Bulutlara çıkabilirim, artık gri değiller

극심한 가뭄으로 인해 더 이상 농사로 생계를 이어갈 수 없어

pek çok Orta Amerika yerlisi görüyorum

아직 16km 이상 남았습니다 이 저온 유통 경로에서 정북동쪽에 있죠

15 kilometre ileride, soğuk zincir güzergâhının kuzeydoğusunda.

더 이상 우리의 환경을 바꾸는 것이 불가능해 보일 때가 바로

içinde olduğumuz durumu değişmek mümkün olmadığında

음악이 더 이상 제 삶의 일부가 될 수 없을 것이란 생각은

müziğin artık hayatımın bir parçası olmayacağı fikri

더 이상 내가 필요하지 않게 되면 그때 우리의 관계를 얘기해 보자구고요."

Bana ihtiyacın olmadığı zaman ilişkimizi bir daha gözden geçiririz" dedim.

몇 시간의 격렬한 전투 동안 보루의 주인은 두 번 이상 바뀌었다.

Birkaç saat süren yoğun dövüşlerde, birden fazla kez el değiştirdi.

‎도시의 불빛이 ‎밤하늘을 압도하면서 ‎동물들은 더 이상 별을 보고 ‎방향을 읽을 수 없게 됐습니다

Şehir ışıkları gece gökyüzünü aydınlığa boğduğundan hayvanlar, yıldızlara bakarak yol bulamaz oluyor.