Examples of using "암컷이" in a sentence and their turkish translations:
Yakınlarda bir dişi var.
Bir dişi daha geldi.
Dişi, yumurtalarını bırakır bırakmaz erkekler sperm bulutları saçıyor.
Ayrı düşen dişi, aslanlarla çarpışmasını kaybetmiş.
Yorgunluktan çatlamak üzere. Ama biliyor ki dişi yakında.
Yumurtalara sifonuyla oksijen veriyor, onlara göz kulak oluyordu.
Her bir dişi 100'ün üzerinde yavru doğurabilir.
Dikkat ettin mi, tüm dişiler kabaca aynı frekansa sahipler.
Dişi, kendisinden yüzde 20 daha ağır olduğundan onu zapt etmek için var gücünü kullanmalıdır.