Translation of "수도" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "수도" in a sentence and their turkish translations:

그건 환상적일 수도 있고 공포스러울 수도 있어요.

bu fantastik de olabilir korkunç da.

단추 수집일 수도 있고요. 스노우볼 수집일 수도 있고요.

Bu bir düğme olabilir. Bir kar küresi olabilir.

여러분인 이러한 힌두교 신앙을 받아들일 수도, 아닐 수도 있습니다.

Bu Hindu inançlarını kabul edersiniz ya da etmezsiniz

여러분일 수도 있어요.

Bu da siz olabilirsiniz.

그럴 수도 있겠지만

ve anlaşılacağı üzere böyleydi de

‎죽일 수도 있습니다

...onları öldürebilir.

포기할 수도 있었지만

Bırakabilirdi

골덴바지일 수도 있고

Bir çift kadife kumaş olabilir.

여러분은 이 방법을 알 수도 있고, 어쩌면 모를 수도 있겠죠.

bunun nasıl yapıldığını bilebilir ya da bilmeyebilirsiniz

폭력으로 뺏을 수도 있습니다

Şiddet ile hırsızlık yapılabilir.

그렇게 할 수도 있죠.

Bunu yapabilirdim.

양을 꾀어낼 수도 있어요

Onu kendime çekmeye çalışabilirim.

강을 따라갈 수도 있죠

aynı zamanda takip edilecek bir şey de sunuyor.

‎치타를 죽일 수도 있습니다

Çitayı bile öldürür.

사람들을 선발할 수도 있습니다.

kurumunuzla uygun düşen yetenekleri olan insanları seçebilirsiniz.

사업적 이유일 수도 있고

İş ile ilgili olabilir,

무엇인지 설명할 수도 없었고

bir kanıtımız yoktu.

그는 포기할 수도 있었지만

Bırakabilirdi,

결국 인간관계가 무너질 수도 있습니다.

ve ilişkilerin bozulmasına yol açabilir.

이쪽에서 나타나게 만들 수도 있죠.

Bunu da ortaya çıkarabilirim

세계 여행을 꿈꿀 수도 있어요.

Belki de tüm kıtaları gezmeyi hayal etmiştiniz.

아마 알고 계실 수도 있지만

Tahmin edebileceğiniz gibi,

이 동굴에서 야영할 수도 있죠

Bu mağarada kamp yapabilirdik

이런 나무를 이용할 수도 있습니다

Bu ağaç gibi bir şeyi kullanabiliriz.

사교댄스를 추는 밤일 수도 있고

ve balo salonundaki dans pistinde bir gece

자신있게 거부할 수도 있게 됩니다.

ve bunu söyleme cesaretiniz olur.

어떤 이들에겐 흥미로울 수도 있지만

Şimdi bu bazılarınıza ilginç gelebilir,

직접 사업을 시작할 수도 있고요.

Hatta kendi işlerini kurma imkanı bulabiliyorlar.

직장을 잃게 될 수도 있고요,

İşinizi kaybetmeniz anlamına gelebilir,

"경찰관이나 마트 직원일 수도 있고요."

"Bu insanlar, polis olabilir. Market tezgahtarı olabilir."

몇몇 남성분들은 이렇게 생각하실 수도 있습니다.

Bazı erkekler de şöyle düşünüyorlar,

질병 집중 지역을 파악할 수도 있습니다.

Bu şekilde, hastalık yerlerini belirliyoruz.

개와 함께 해변을 달렸을 수도 있죠.

veya bunun gibi sahilde koşarak zaman geçirmişsinizdir

이 나무 뒤에서 쉴 수도 있겠죠

Ve arka tarafına rahatça sokulabiliriz.

'정적 생존'이라는 걸 시도해볼 수도 있습니다

Statik sağkalım denen şeyi deneyebiliriz.

하지만 다른 방법으로 구조받을 수도 있죠

Ama kurtarılmanın başka bir yolu daha var.

날것으로 우적우적 씹어먹을 수도 있어요 스시처럼요

sushi gibi çiğ olarak bile atıştırabilirim,

이 커다란 바위에 두를 수도 있죠

Bu büyük kayanın çevresine dolayabilirim.

"음, 바나나."라고 생각할 수도 있지만,

Sonra da düşünüyoruz, "Hım, muzlar."

저의 프랑스 시민권을 박탈당할 수도 있다는

çoğunluğun Müslüman olduğu bir ülkeden geldiğim için

이게 대극과라면 마셨다가 죽을 수도 있어요

Eğer bu bir sütleğense onu içmek sizi öldürebilir.

사람들은 굶주리고 정부는 몰락할 수도 있습니다.

İnsanlar açlık çekebilir ve hükümetler düşebilir.

100개의 태양의 질량만큼 거대할 수도 있습니다.

veya Güneş'in kütlesinin 100 katı büyüklüğünde olabilir.

열쇠가 되어 줄 수도 있을 것입니다.

anahtarı olabilir.

‎숨을 더 오래 참을 수도 있습니다

Nefesini daha uzun süre tutabilir hâle geliyorsun.

‎죽은 암컷의 새끼일 수도 ‎있겠다고 생각했어요

Onun yavrularından biri olabileceğini hayal ettik.

하수처리장를 통해 극세사가 걸러질 수도 있지만

Buradan, mikrofiberler kirli su arıtma tesislerine gidebilir, ancak...

법률개요를 써서 사건의 향방을 바꿀 수도 있겠죠.

eğer bir davayı değiştirebilecek dava özeti yazabilirsen,

하지만 약간의 물리적 차이가 있었을 수도 있어서

Biraz farklı bir fizikle mümkün olabilirdi

그것이 심혈관 질환의 위험을 증가시켰을 수도 있습니다.

ve artan kardiyovasküler riskin asıl sebebi de bu.

재택근무가 내성적인 사람들의 꿈이라고 생각할 수도 있어요.

Uzaktan çalışmanın içine kapanık insanların rüyası sanabilirsiniz.

"더 나쁠 수도 있지만 그래도 난 백인이니까."

"Daha kötü olabilirdi. En azından beyazım."

불만족은 특정 상황에서 계속 남아있을 수도 있고

Bu hissiyat arka planda sürekli varlığını devam ettirebilir

적절한 조건 하에 기억을 편집할 수도 있습니다.

Fakat doğru koşullar altında o anıyı düzenleyebiliriz.

"즐겁게"라는 말이 어울리지 않을 수도 있는데

"Keyif" aldım derken, ki orası için tuhaf bir kelime,

아니면 이런 나무에 올라가 볼 수도 있죠

Ya da bu ağaçlardan birine gidip

하지만 데이나를 더 빨리 구할 수도 있었을까요?

Peki Dana'yı daha hızlı kurtarabilir miydik?

아니면 최고의 피난처를 만들 수도 있어요 이글루죠!

Ya da en iyi sığınağı yapabiliriz. Bir iglo!

조금 으스스할 수도 있고 위험할 게 분명하지만

Bu şeyler biraz ürkütücü olabilir ve kesinlikle tehlikeli

앞으로 돌기요? 좋아요, 좀 아플 수도 있습니다!

Düz takla mı? Pekâlâ, bu biraz can yakabilir!

모래를 좀 이용할 수도 있죠 길에 뿌리듯이요

Ama biraz kum alıp bunu zımpara gibi kullanabilirsiniz.

마음을 바꾼 시점에 대한 것일 수도 있고요.

ya da fikirlerin değiştiği bir döneme ait olsun

증기의 강도와 타격감에 변화를 줄 수도 있습니다.

buharın kuvvetini ve boğaz vurumunu değiştirebilirler.

부모님이 자랄 때는 상상할 수도 없는 일이었죠.

bizim tatmamızı sağladılar.

우리가 그 문화를 만들 수도 있다는 것입니다.

biz aynı zamanda bu kültüre yön veren kişileriz,

네, 해양 청소는 헛된 노력일 수도 있습니다.

Peki belki de okyanusları temizlemek nafile.

‎우리는 도시의 심장에 ‎자연을 옮겨올 수도 있습니다

...merkezlerine doğayı yerleştirme gücüne sahibiz.

암흑물질은 아원자 입자들과 같이 작을 수도 있고

En küçük atomaltı parçacığı kadar ufak olabilir

공원은 음식을 얻는 장소만이 아닐 수도 있다.

belki bu sefer sadece yiyecekten ibaret olmaz.

‎작은 틈으로 ‎코를 밀어 넣을 수도 있어요

Burunlarını küçük çatlaklara sokabiliyorlar.

경쟁상대를 해치워 버리기도 함정에 빠뜨릴 수도 있게 되었습니다

Rakiplerimi yenip tuzağa düşürebiliyordum.

정의라는 명분에 더 많은 투자를 할 수도 있습니다.

Zamanımızın daha fazlasını adalete yatırabiliriz,

직원들의 월급을 올리는 등의 정책를 시행할 수도 있습니다.

ekonomik politikalar izleyebiliriz.

끔찍하고 인생을 뒤바꾸고 파괴할 수도 있는 사건을 보고

O korkunç, hayatı değiştiren ve hayatı yok eden olay gördü

어떻게 고정돼 있는지 모릅니다! 쇠사슬이 떨어질 수도 있어요

Yukarıda neye bağlı olduğundan emin değilim. Beni taşımama ihtimali var.

아니면 그냥 이 자작나무의 껍질을 이용할 수도 있죠

Ya da bu huş ağacının kabuğunu kullanabilirim.

그냥 제 손으로 파헤쳐서 나오게 할 수도 있습니다

Onu ellerimle kazarak çıkartabilirim.

잡을 수도 있어요 이렇게 하면 물릴 가능성이 적죠

Onu bu şekilde çıkartabilirim. Bu şekilde ısırılma ihtimalim daha az

그가 지나친 발언을 한 것처럼 들릴 수도 있지만,

Aşırı dramatik olmuş gibi gelebilir.

사람들을 돕게 하려는 신의 계획일 수도 있다고까지 했습니다.

Tanrı'nın planı olduğuna inanıyordu.

이를 잃어버릴 수도 있다는 가능성에 겁에 질리기까지 했죠.

onu kaybetme ihtimali beni panikletmeye başladı.

여성들에게 그들의 경험을 그냥 물어볼 수도 있었는데 말이죠.

Kadınlara tecrübelerini sorabilirlerdi.

이 관행은 경제적 손실을 가져다 줄 수도 있습니다.

Örneğin, maddi kayıp:

하지만 어떤 분은 이런 질문을 할 수도 있어요.

Ancak evde sağlık bakımı, Niels --

그것은 우리가 문화를 바꿀 수도 있다는 것을 의미합니다.

yani bunu değiştirebiliriz.

‎마주쳤다간 주의 산만한 새끼가 ‎위험할 수도 있다는 걸요

Karşı karşıya gelirlerse toy yavrusu hayatından olabilir.

‎예민한 수염을 활용해서 ‎밤새 사냥을 할 수도 있죠

Hassas bıyıkları sayesinde geceleri de avlanabiliyorlar.

대기 중의 이상화탄소를 흡수하는 데 사용할 수도 있습니다.

ve kullanıldığı takdirde havadan karbondioksiti temizler.

사회 정의나 공정함을 실현하기 위한 것일 수도 있죠.

İyilik ve sosyal adalet için olabilir.

저의 하루에 대한 이야기입니다만 여러분의 하루일 수도 있습니다.

Bu hikaye benim bir günümle ilgili, ama bu sizin gününüz de olabilir.

기쁨과 사랑의 원천이 되며 서로 지지해 줄 수도 있습니다.

keyif, sevgi ve karşılıklı destek için bir kaynak olabilir.