Examples of using "있겠지만" in a sentence and their turkish translations:
ve anlaşılacağı üzere böyleydi de
inişli çıkışlı olsa da ılımandı.
Haberiniz olduğu üzere, 1953'te, Kore Yarımadası 2 milyon insanın öldüğü savaştan