Examples of using "보여주고" in a sentence and their turkish translations:
Bunu size gösteriyorum çünkü, bu güzelliktir.
Bunu birkaç kez izledik sonra
tam olarak kendimizi ne kadar ciddiye aldığımızı göstermesi
ekonomik kalkınmada çok iyi performans göstermesinin temel nedeni
Toplu olarak, bizler dünyanın nasıl göründüğüyüz.
"Eğer insanlara nasıl göründüğünü gösterip
O hâlde, onun genç olduğunu ama anlamaya başladığını gösteriyor.
Bu da hareketleri tekrarlarken tercih ettiğim yöntem.
Realistik bir sahne göstermek istemiyorum.
Bu harita bize, gökyüzünün bu bölgesinde