Translation of "만약" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "만약" in a sentence and their turkish translations:

만약 제가

Ya şöyle deseydim:

만약 이런 일들이

New York’un kuzeyindeki küçük bir kasaba

만약 이전의 테러리스트들이

Eğer eski bir terörist...

만약 부엌에 들어갔는데

Bir mutfağa girip

만약 포용성을 추구한다면

Yaratmak istediğiniz şey kapsayıcılık ise

만약 그 대신에 제가

Bunun yerine size

만약 바람이 거세게 불면

Ani bir rüzgâr eserse

만약 여러분이 얼음에 빠지고

Bu başınıza gelirse ve buzun içine düşer,

만약 그렇지 않았더라면 어땠을까요?

Peki ya bunu yapmasaydık?

만약 그렇다면 어떻게 될까요?

Ama ya öylelerse?

만약 지금 추세가 계속된다면

Eğer şu anki durum aynen devam ederse

만약 당신의 삶에서 잘못된 점들을

Yanlış yaptığınız her şeyi ve hayatınızda yanlış olan her şeyi

만약 당신이 누군가에게 말하고 싶다면,

Biriyle konuşmak istiyorsanız

만약 남성이 사업상 회의을 준비한다면

Bir erkek iş görüşmesine gideceği zaman

만약 어순은 그대로 똑같이 남겨두고

Kelimelerin sırasını aynı bırakıp

만약 벨의 이야기가 사실이라고 하더라도

Belle'in hikâyesi doğru bile olsa

만약 우리가 제대로 이야기 한다면

Ve doğru söylediğimiz takdirde bu hikâye,

만약 들어줄 사람이 없을 때엔

Dinleyecek kimseyi bulamazsanız

만약 오늘 우리 인류가 사라진다면

Bugün ortadan kaybolsak

그리고 반대로, 만약 이를 어긴다면

Diğer yandan bunu görmezden gelirseniz

만약 삼성같은 회사가 무너진다면? 남한은

Eğer Samsung gibi bir şirket çökerse? Ülkenin

만약, 그런 방법이 아니어도 된다면?

Ya bu şekilde olmak zorunda değilse?

왜냐하면 만약 그게 우리의 행복을 결정한다면--

Çünkü, eğer mutluluğumuz bu duruma bağlıysa--

만약 우리의 마음이 평화롭지 못하거나 흥분하면,

Eğer zihnimiz huzursuz ve acı içerisindeyse,

만약 아내가 남편이 아이 돌보는 걸

Peki ya kocasının bebeğiyle zaten ilgilenmesi gerektiğini ve bunun gayet

만약 그렇다면 여러분은 준비가 되신 겁니다.

Eğer öyle yapacaksanız, soru almaya hazırsınız.

만약 이것에 대해 설명하라고 했을 때

Sanırım bunun hakkında bir tahminde bulunmamı isteseydiniz

만약 여러분이 그렇게 할 수 있다면,

Eğer bunu yapabiliyorsanız,

만약 예상보다 빙하가 훨씬 빨리 녹는다면요?

Ya buzullarımız tahmin ettiğimden daha hızlı eriyorsa?

만약 집이 아예 없는 노숙자인 경우나

peki ama, ya bir evim yoksa, evsizsem

만약 은하계에 엄청나게 많은 행성이 있다면

Eğer bir galaksi bir trilyon gezegen barındırıyorsa

만약 비영리 단체가 운영하는 학교가 있다면

kâr amacı gütmeyen okullar olabiliyorsa

만약 당신이 흑인이거나 라틴계면서 보석금이 결정되었다면

Siyahi veya Latinseniz ve kefalet belirlendiyse

만약 해양 플라스틱 쓰레기 수거 프로젝트나

Ocean Cleanup projesi,

따라서 만약 많은 아이들이 기관에서 성장한다면

Yani, çok sayıda çocuğu kuruma gönderirseniz

만약 우리가 다른사람들을 염두해두고 아무것도 하지 않는다면,

ama başka birini düşünerek bir şey yapmazsak

만약 우리가 드레퓌스에 대해 잘못 판단하고 있는거라면?

olabileceğinden şüphe etti.

"만약 우리가 싫어하는 동료와 같이 일해야 한다면,"

''sevmediğimiz birisiyle birlikte çalışmamız gerektiğinde,''

만약, 우리 인간이 단지 이기적인 이익 추구자라면

Eğer biz insanlar basitçe bencil, çıkarcı varlıklarsak

만약 지금 경제 시스템이 마음에 들지 않으면

Madem ekonomik sistemden bu kadar rahatsızsın

만약 진정으로 사랑하는 사람을 잃은 적이 있다면,

Gerçekten sevdiğiniz birini kaybettiyseniz,

만약 이렇게 말했다면요? "저기 저 마을 보여?

Peki ya şunu söyleseydim: “Şuradaki kasabayı görüyorsunuz.

만약 어떤 브랜드나 회사가 마음에 안 들거나

Markaları ve şirketleri beğenmiyorsanız,

만약 여러분이 누군가가 견지하고 있는 가치를 모르겠거든,

Siz birinin değerlerinin ne olduğunu bilmiyorsanız

만약 그것들의 궤도가 정교하게 맞춰져 있지 않았다면,

eğer yörüngeleri her bir açıdan tam olarak uyumlu olmasaydı

만약 그렇지 않다면 이 이미지는 효과가 없죠.

Çünkü değilseniz bu görsel mesajını veremez.

만약 그렇지 않았다면 광대 모드로 전환한 후

Harika değilse eğlence moduna geri dönerek

만약 리스 씨가 다이아몬드 땅 사이를 걷는데

Lisa elmas arazisinde yürüyor olsa

그러면 만약 암흑물질이 없다면 어떤 일이 일어날까요?

Peki karanlık maddeniz yoksa ne olur?

만약 저 암흑물질 입자들이 정말 빠르게 움직인다면,

Eğer bu parçacıklar hızlı ilerliyorsa

우리가 만약 계속 걸어온 길을 걷는다면 말이죠.

kurtarılıp kurtarılmayacağımız net değil.

만약 어떤 연결이 끊어지면, 기업은 근로자를 해고하고

Eğer bazı bağlantılar koparsa ve bir işletme çalışanlarını işten çıkarırsa,

그러나 만약 여러분이 감염되지 않았다는게 확실하다고 가정해봅시다.

Ama diyelim ki kesinlikle, %100 virüse sahip değilsiniz.

만약 제가 이 지구본을 평평한 지도로 만들려면

Eğer dünyayı düz bir harita şekline getirirseniz isterseniz,

그리고 만약 그 해커가 당신을 해킹할 것이라고 협박했다면

ve bilgisayarınıza girmekle sizi tehdit ediyorsa

만약 그들이 망명 심리가 진행될 때까지 살아남는다 해도,

Ve sığınma duruşması gününe sağ salim ulaşabilseler bile

"만약 생명체가 시작된 곳이 모든 종류의 화학 물질을

"Ya yaşam, küçük, sıcak göletin birinde,

만약 언어가 도구라면, 솔직히 말해 정말 형편없는 도구죠.

Sahiden dil bir araç olsaydı oldukça zayıf bir araç olurdu.

만약 그 식물종들 중 단 하나라도 문제가 발생한다면,

bu türlerden yalnızca birine bir şey olsa bile

"만약 댱신이 어떤 모습인지 사람들에게 보여주고, 설명을 한다면,

"Eğer insanlara nasıl göründüğünü gösterip

만약 제가 말한 블로그를 기억하신다면 거기엔 우리가 어떻게

Ama eğer az önce söylediğim blog'u hatırlarsanız

만약 제가 오늘날의 투쟁에 대해 이야기를 하고 싶다면

Eğer günümüzün mücadelesi hakkında bir hikâye anlatmak istesem

만약 있다면, 잉크 몇 줄만 더 추가하면 됩니다.

Yakalarsam, sadece birkaç damla mürekkep kullanmam yeterli,

만약 우리 제도권이 무능해서 다시 개혁할 희망도 없다면

Kurumlarımız yıkılıyorsa ve yeniden düzenleme umudu yoksa

만약 그들이 증오감을 멈추는 법을 배울 수 있다면

bir terörist, çocuğu öldürüldüğünde bile

만약 보통 방법으로 천연 가스를 이용해 전력을 생산한다면

Genellikle doğal gazdan elektrik elde ettiğinizde,

그의 기본적인 생각은, 만약 모두가 사리를 위해 행동한다면

Temel fikri şu; herkes kendi çıkarına yönelik davranışta bulunursa

만약 여러분이 0번이라고 하면, 아무것도 받지 못하는 거죠.

Hiç gelmedi derseniz sıfır frank kazanırsınız.

만약 일반적인 물로만 손을 씻는다면, 아무것도 씻기지 않습니다.

Ellerinizi sadece su ile yıkarsanız… hiçbir şey çıkmaz.

만약 당신이 싱가포르나 한국에서 온 여권을 가지고 있다면,

Singapur veya Güney Kore'den bir pasaportunuz varsa,

만약 이 실험이 성공한다면 엄청난 변화를 일으킬 수도 있겠죠.

Zor hedeflerimizden biri bu.

맷: 만약 침대에 누운 상태로 오랫동안 잠에 들지 못하면

MW: Yatakta çok uzun süre uyanık kalıyorsanız

하지만 만약 지구의 하루 길이를 다른 무언가가 결정했다면 어떨까요?

Peki Dünya'nın gün uzunluğunu başka bir şey belirleseydi ne olurdu?

만약 미리 병원비의 어떤 항목이 얼마일지 알게 되면 어떨까요?

Sağlık harcamalarında neyin ne kadar olduğunu baştan bilsek ne olurdu?

만약 그 사이에 벽이 있다면 도달 거리가 더 짧아지겠죠.

arada duvar varsa daha az bir mesafeye.

만약 병원에서처럼 집에서 검사 및 치료를 받을 수 있다면

Testlerini ve tedavisini de evde yaptırabilse,

만약 제가 동전을 네 번 던지고, 동전이 보통 동전이라면

Dört kez yazı tura atsam ve bunu açıkça yapsam

만약 우리가 우리의 가치를 침해하지 않고 소시지를 얻는데 성공한다면

Değerlerimizi çiğnemeden sosisi almayı başarırsak

만약 다른 방법들을 시도해 보고 싶다면 '에피소드 다시 보기'를 선택하세요

Başka ne gibi zorluklar olduğunu görmek ve bunları denemek isterseniz "Bölümü Tekrar Oynat"ı seçin.

만약 연결된 기기를 통해 집 안에 아무나 들어올 수 있다면

çünkü herhangi biri bağlı bir cihaz üzerinden giriş yapabiliyorsa

만약 그가 트라피스트-1에 살았다면 그것은 훨씬 더 쉬웠을 것입니다.

TRAPPIST-1'de yaşasaydı bu çok daha kolay olurdu

만약 그들이 열심히 일을 한다면, 그들은 언젠가 운영자가 될 것이고

birinde emekli olmaktır. Eğer sıkı çalışırsalar, yönetici bile olabilirler ve dünydaki

더 심한 건, 만약 보석을 받은 상태로 감옥에 계속 남아 있다면

Dahası, eğer kefaletle hapiste tutuluyorsanız

만약 터번을 쓰는 사람 한 명이 아니라 백명을 만나본 경험이 있다면

çok kısıtlı deneyimlerimiz oluyor genelde.