Translation of "당신은" in Turkish

0.050 sec.

Examples of using "당신은" in a sentence and their turkish translations:

"20년 후에 당신은

"Bugünden yirmi yıl sonra, yaptığınız şeylerden çok

당신은 모자람이 없었습니다

ve siz de bu mücadelenin hakkını kesinlikle verdiniz.

당신은 현명하게 선택하셨고

Zekice seçimler yaptınız

"당신은 누굴 혐오하나요?"

Siz kimi kötü gösteriyorsunuz?

"당신은 미국 남성들이

''Sen Amerikan erkeğinin

당신은 할 수 있습니다

Bunu yapabilirsiniz.

당신은 완전한 패배감을 느낄 거예요.

ve tamamen mağlup hissediyorsunuz.

당신은 어떻게 하는지 알아야 합니다.

Nasıl olduğunu bilirsiniz.

그러나 대부분의 경우, 당신은 혼자였습니다.

Fakat çoğunlukla yalnız başınaydınız.

당신은 아마도 미친듯이 뛰기를 원할 거예요.

ve deli gibi koşmaya başlamak isteyeceksiniz.

그랬다간 가지는 부러지고 당신은 떨어질 겁니다

Çünkü dal aşağı düşer ve siz de yuvarlanırsınız.

CA: 당신은 용기를 핵심적인 자질로 요구하는군요.

CA: Ve cesaret, bunu temel bir değer olarak istiyorsunuz.

그게 진실이든 아니든 당신은 유죄를 인정합니다.

Suçu işlemiş de işlememiş de olsanız kabulleniyorsunuz.

결국, 당신은 존재하지 않는 것과 같다."

Hatta var olmayabilirsiniz."

그리고 당신은 스스로와 분리된 것처럼 느낄 거예요.

ve tıpkı bilinçsiz ya da baygınken olduğu gibi adeta kendinizden

당신은 스스로가 왜 존재하는지 알게 될 것이고

Var oluşunuzun nedenini bileceksiniz

당신은 종종 매우 놀라운 입장을 보이곤 했습니다.

Netflix'in akıllı algoritmalarını yaparken

이 상황에서 아마도 당신은 불안을 느끼게 될 것입니다.

Muhtemelen bu endişelenmenize neden olacak

당신은 불안 장애를 가지고 있다고 볼 수 있습니다.

anksiyete bozukluğunuz olabilir.

CA: 그럼 당신은 그냥 일어나서 인터넷에서 소식을 접하는군요.

CA: Yani uyandın ve hepsini internette okudun.

당신은 현명하게도 사람들의 의견에는 별로 신경 쓰지 않았죠.

İnsanların ne dediğine dikkat etmedin,

당신은 넷플릭스를 굉장히 잘 운영해 왔고, 억만장자가 됐죠.

Netflix'le inanılmaz işler yaptın, milyardersin

잊지 마세요 이건 당신의 모험입니다 당신은 할 수 있습니다!

Unutmayın, bu sizin maceranız. Bunu yapabilirsiniz!

그럼 당신은 누구라도 그 상황에서 할 만한 행동을 하겠죠.

O durumda kim olsa yapacağı şeyi yapıyorsunuz.

당신은 80개 이상의 상품 중에서 선택을 할 수 있을 거예요.

seçebileceğiniz 80'den fazla ürün olurdu.

그가 말했죠. " 당신은 장님에게 동의했지 이 상황에 한 건 아니오."

O da: "Bak, körlük konusunda anlaştık, ama bunda değil" dedi.

CA: 그런데 당신은 직원들이 직접 자신의 휴가 시기를 정하게 하죠.

CA: Çalışanlarına kendi tatil zamanlarını ayarlama izni verdin

당신은 현명하게 선택하셨고 덕분에 우리가 찾던 생물 중 두 마리를 찾았습니다

Zekice seçimler yaptınız ve aradığımız iki yaratığı bulmamda bana yardımcı oldunuz.

오늘 당신은 현명한 결정들을 내렸고 우리가 찾던 생물 중 하나를 찾아내게 됐습니다

Bugün akıllıca seçimler yaptınız ve aradığımız yaratıkların birini bulduk,

당신은 이 여정에서 훌륭한 파트너였습니다 당신의 결정 덕에 무사히 해독제를 찾을 수 있었죠

Bu yolculuk boyunca harika bir ortak oldunuz ve kararlarınız güvende kalıp panzehri bulmamıza yardımcı oldu.