Examples of using "거대한" in a sentence and their turkish translations:
ve devasa deniz kayalıklarının,
o devasa MR makinesinden küçük,
Çok büyük bir fırsat.
Dev havuzlar halini aldı.
nefes kesici bir şekilde gökyüzüyle kaynaşan,
veya dönen devasa bir altın küre varsa
Ama bunda müthiş bir gücümüz var.
bazen çok yoğun bir şekilde.
Bunu gerçekten hissedebiliyordum. O büyük yaratığı.
Büyük gölün coşkulu sularındaki kıpırtılar hep birlikte
Buna büyük bir kuş bulutu da denilebilir.
Veya "Büyük nesiller arasındaki bölünmeyi aşmak."
yüksek olan bir ev kadar geniştir demek gibi.
Bu aslında Dünya'daki en büyük hayvan göçü.
bu devasa yaratık, zırhlı gövdesiyle doğrudan mücadeleye girer.
Havadaki karbondioksiti kazıyacak büyük makineler
Annelerle birlikte bu kapsamlı araştırmayı yürüttüler.
Ancak Koalisyon juggernaut olamazdı durdu.
Milyonlarca yıldır çalışan dev bir su altı beyni gibi.
Dışarıdan bakınca nefes alma sırasında şişen,
Bazen devasa kümeler hâlinde salplar buluyoruz.
devasa bir topu çevreleyen narin bir şey.
Bilim insanları ayrıca geniş doku bankası inşa ettiler,
büyük ikmal depoları ve taşımacılığı organize etmişti orduyu beslemek için birimler.
desteklenen büyük holdinglerdir. Çoktan feshedilmiş DAEWOO gibileri kendi
Yakından bakın, bu devasa komplekslerin inşasının devam ettiğini göreceksiniz.
Gece hızla yaklaşırken bu devasa sürünün uyuyacak bir yer bulması gerek.
çok özel bir yer buldum. Çünkü orman, dalgaların etkisini azaltıyor.