Translation of "줍니다" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "줍니다" in a sentence and their turkish translations:

기회를 줍니다.

tüm cevapların her zaman

친구처럼 말동무를 해 줍니다.

konuşma tanıma teknolojisini kullanıyor.

때로는 거대한 영향을 보여 줍니다.

bazen çok yoğun bir şekilde.

그것들은 우리들을 공동체로 연결해 줍니다.

kurumlar ve uygulamalara ihtiyacımız var.

‎숨겨진 밤의 세계를 보여 줍니다

...gizli gece dünyasını ortaya çıkarır.

이 둘은 다른 한계선에 영향을 줍니다.

Diğer her şeyi etkiliyorlar.

고독과 고립은 건강에 심각한 영향을 줍니다.

Yalnızlık ve tecritin içe işleyen sağlık etkileri var.

놀랄 만큼 복잡한 행동을 보여 줍니다.

oldukça garip görünümlü bir hayvandır.

‎바다는 가장 환상적인 모습을 ‎보여 줍니다

Ay'ın en karanlık evresine denk gelir.

그리고는 끔찍한 아이디어를 다시 나눠 줍니다.

Sonra korkunç fikirleri alıyorum ve onları yeniden dağıtıyorum.

그 약의 여분을 파는 개인을 연결해 줍니다.

bu ilaçları satan kişiler arasında bağlantı kuruyor.

기적같은 일들이 일어난다는 사실을 잘 보여 줍니다.

Ama bir kere bu gücü bulduklarında mucizevi şeyler yapıyorlar.

성장하고 번영할 수 있도록 싸울 기회를 줍니다.

büyümeleri ve gelişmeleri için bir mücadele şansı verelim.

어디서 뭘 보고 있는지에 대한 이해를 재구성해 줍니다.

ve nerede olduğumuz ve ne gördüğümüze dair anlayışımızı da yeniden şekillendiriyor.

이 악기는 저를 후손, 그리고 조상으로 만들어 줍니다.

Bu çalgıyla hem bir varis hem de bir ata oluyorum.

아담 샌들러의 "두 오버"에는 별 3개를 줍니다.

sonra da Adam Sandler'ı oylar; "To Do-Over"a 3 yıldız verirler.

‎청소부 고기가 ‎각질과 기생충을 제거합니다 ‎거사를 앞두고 ‎젊은 수컷을 단장해 줍니다

...temizlikçi balıklar ölü deri ve parazitleri söküyor. Genci, büyük geceye hazırlıyorlar.

‎이곳은 거대한 다시마숲에 ‎안전하게 둘러싸여 있죠 ‎다시마숲은 큰 물결이 ‎잦아들게 막아 줍니다

çok özel bir yer buldum. Çünkü orman, dalgaların etkisini azaltıyor.