Examples of using "생존" in a sentence and their turkish translations:
Hayatta kalma arzusu kamçılandığında
Dinamik hareket etmek mi, statik sağkalım mı?
Hayatta kalma becerilerinizi dünyanın başka yerlerinde denemek isterseniz
Hayatta kalma yollarından biri, gereksiz riskler alınmayacak zamanı bilmektir.
Olasılıklar her bir ufak yavrunun aleyhine.
ama bunu siz hayatta kalma stratejisini seçmeden yapamayız.
Japonya'da ucu ucuna hayatta kalabilen başka bir tür var.
Seçim günü, protestocular arasında en az 10 can kaybının daha yaşadığını iddia ediliyor