Examples of using "Però" in a sentence and their turkish translations:
Şimdi, bunu yaparken
Eğlenin ama kaybolmayın.
Biz fakiriz ama mutluyuz.
Yardım etmek istiyorum ama edemiyorum.
Affedersiniz, ama hasta hissediyorum.
Hava çok soğuktu, ama dışarı çıktım.
Yağmur yağıyor ama dışarı çıkmak istiyorum.
O mahkum ama masum.
Bunu yapmak istedim ama yapamadım.
Onlar genç ama onların deneyimi var.
- Ben gitmek istemedim ama mecburdum.
- Ben gitmek istemedim ama gitmem gerekiyordu.
O, fakir ama dürüsttür.
Mutsuz olurdum ama kendimi öldürmezdim.
Biz uçaklarımız vardı ama onları satmak zorunda kaldık.
Kaybettik ama eğlendik.
Onu aramaya niyet etmiştim fakat aramayı unuttum.
Ben istemedim ama o ısrar etti.
Seni öldürebilirdim, ama yapmadım.
O beni tehdit etti ama korkmadım.
Üzgünüm, ama yumurtalar nerede ?
Teşekkürler, ama ben onunla iyiyim.
Onu seviyorum ama o bir lezbiyen.
O zengin ama mutlu değil.
Emin değilim ama o gelebilir.
Hayır, fakat tenis oynarım.
Ahır küçüktü ama sağlamdı.
Ama bu son tren değil, değil mi?
Ama arkadaşlarım bana gülecek!
Ben bir Hıristiyanım ama o, bir Budist.
Tom bekledi ama kimse gelmedi.
O gitti ama onu hâlâ seviyorum.
Seninle gitmek istiyorum fakat meteliksizim.
Şimdi ders çalışmam gerek ama Tatoeba'da kalmayı tercih ediyorum.
Param yok ama bir hayalim var!
Ama sen orada değilsin.
Onun bazı hataları var ama buna rağmen ben onu seviyorum.
O bir çocuktu ama korkmuyordu.
Beni sevmişti, ama artık beni sevmiyor.
Herkes biliyor, ama umurumda değil.
Ben Maria'dan hoşlanıyorum ama o çok saf.
Üzgünüm, ama bu projeye karşıyım.
O geldi, ama uzun kalmadı.
- Tom bunu şaka olsun diye yapmıştı, ama kimse gülmedi.
- Tom bunu şaka olarak söylemişti, ama hiç kimse gülmedi.
Şarkı söylemekten hoşlanıyorum ama dans etmeyi sevmiyorum.
"yeşil bina"lara dönüşünde görüyoruz,
Bence bu soruyu cevaplamaya başlamadan önce
Ama onu neye bağlayacağımı bulmam gerek.
Sorun, gideceğimiz yönü belirlemek.
Ancak bu kayıp buzul havzasından gelen
Fakat ben istemiyorum.
Anlıyorum ama katılamıyorum.
- Kış soğuk fakat ben onu seviyorum.
- Kış soğuktur ama hoşuma gidiyor.
Üzgünüm ama o aramadı.
Tom fakir ama mutludur.
Tom yüzebilir fakat Mary yüzemez.
Seni duyuyorum ama göremiyorum.
Onu seviyorum ama o başka bir ülkede yaşıyor.
Avcı kuşa nişan aldı fakat ıskaladı.
Ama pahalı değil miydi?
Aşk kör değildir ama çoğu zaman aptaldır.
Tom daha fazla şey söylemek istedi ama söyleyemedi.
- Ama o bunu neden yaptı?
- Ama o onu neden yaptı?
Tom yaşlı ama gönlü genç.
Büyük bir oda değil ama güzel.
Bunu nasıl yaptığını bilmiyorum ama bunu sen yaptın.
Bu bilgisayar satın almak istiyorum ama o bir servete mal olur!
Şu an Helsinki'de yaşıyorum ama aslında Kuopioluyum.
Tom'u severdim ama gerçekten onun arkadaşı değildim.
Aramaya çalıştım ama cevap vermediler.
Fransızca çalışmak istiyorum ama zamanım yok.
Onu birkaç kez aradım, ama o beni aramadı.
Tom balık tutmaya gitti, ama bir şey yakalamadı.
Fransız monarşisi yenilmez gibi görünüyordu ama devrildi.
Gerçekten sana yardım etmek isterim, ama ellerim bağlı.
Onun genç olduğu doğru fakat o akıllı.
Her zaman mutlu görünüyordu fakat asla değildi.
Susan gelmeyebilir, ama Betty kesinlikle gelecek.
Tom'u durdurabilirdim ama durdurmadım.
Brokoliyi severim ama karnabahardan nefret ederim.
Ben birine aşık olmak istedim ama olmadı.
Kural yok, ama bazı istisnalar var.
Tom evli ama alyans takmıyor.
O, hep mutlu görünüyordu, ama asla değildi.
Onun güzel olduğu doğrudur, ama bencil.
Edebsiz fıkralar bilirim ama onları anlatmam.
Defalarca aradım ama cevap yok.
Ceketim var ama şapkam yok.
Öğretmenlik yapıyor ama aslında bir vampir.
- Bol zamanım var, ama yeterli param yok.
- Bol bol zamanım var ama yeterli param yok.
Evet, o güzel, ama ben kırmızıyı sevmiyorum.
Ahşap yüzer, ancak demir batar.
Hızlı öğrendiğimi kabul etmek zorundasınız.
Üzgünüm fakat henüz mümkün değil.
Marika Fin ama Almanca biliyor.
Tom uyuyor ama Mary uyanık.
Tom Mary'yi severdi fakat yıllar önceydi.
Seninle gelmek isterdim ama vaktim yoktu.
Benim adım James ama lütfen bana Jim deyiniz.
Aşk güçlüdür, fakat para daha güçlüdür.