Examples of using "Insegnare" in a sentence and their turkish translations:
Öğretmeyi severim.
Öğretmenlik yapmayı sevdim.
İngilizce öğretebilirim.
Öğretmek öğrenmektir.
Fransızca öğretmek zorundaydım.
Öğretmeyi seviyorum.
Ben parasız ders veremem.
O nasıl dil öğreteceğini biliyor.
Fransızca öğretmekten hoşlanırım.
Bunu bana öğretmelisin.
Nasıl araba süreceğini sana öğretebilirim.
Bana öğretebilir misin?
Çocuklara öğretmeyi severim.
Tom, Fransızca öğretmekten nefret eder.
Tom Fransızca öğretmek istedi.
Fransızca öğretmek istiyorum.
Fransızca öğretmekten nefret ediyorum.
Çocuklara öğretmek yetişkinlere öğretmekten daha kolaydır.
Tom yine Fransızca öğretebilir.
Artık Fransızca öğretemiyorum.
Çocuklara öğretmeyi seviyorum.
İngilizce öğretebilir.
Tom Fransızca öğretmek istemiyor.
İnsanlara beslenme, barınma ve eğitimin
Tom Fransızca öğretemez.
Öğrenmek bir şeydir, öğretmek başka bir şeydir.
Küçük çocuklara öğretmeyi seviyorum.
Çocuklara İspanyolca öğretmeyi seviyorum.
bir durumda bulunduysanız
çocuklara okumayı öğretmek?
Tom Fransızca öğretmeyi seviyordu.
Tom öğretmenliğe geri dönüyor.
Sana bir şey öğretebilirim.
Şu anda Esperanto öğretmek için Güney Amerika'dayım.
Gaydanın nasıl çalınacağını bana öğretebilir misin?
Çocuklara yalan söylememek öğretilmelidir.
Tom asla Fransızca öğretmek istemedi.
Tom artık Fransızca öğretemiyor.
çocuklara cesur erkek ya da
Öğrenmek bir şey, öğretmek tamamen bir başka şeydir.
Çocuklarına Esperanto öğretmek istiyor musun?
İspanyolca öğretebilir.
Benim işim İngilizce öğretmektir.
Sana nasıl dövüşeceğini öğretebilirim.
Tüm öğretmenler gençtiler ve öğretmeyi sevdiler.
Nasıl avlanılacağını sana öğretebilirim.
Bana Fransızca öğretebilir misin?
Tom, Mary'ye Fransızca öğretmeyi kabul etti.
Genç çocuklara öğretmek kolay değildir.
Tom öğretmenlik yapmak için Boston'a gitti.
Sana nasıl satacağını öğretebilirim.
Sana ateş etmeyi öğretebilirim.
O okulda öğretmekten vazgeçtiğinden beri ne kadar süre oldu?
- Siz yaşlı bir köpeğe yeni numaralar öğretemezsiniz.
- Huylu huyundan vazgeçmez.
O fizik öğretmeni ama matematik de öğretebilir.
Aynı zamanda bunları okulda öğretmenin
Doğal düşünmeyi öğretmek okullarda zordur.
Çocuklara iyi sofra adabını öğretmek önemlidir.
Tom'a Fransızca öğretmeyi kabul ettim.
Japonya'ya öğretmek için değil yazmak için geldim.
Çocuklara öğretmek yetişkinlere öğretmekten daha kolaydır.
Tom'a onu öğretmeliyim.
Bana satranç oynamayı öğretebilir misin?
Bana biraz Fransızca öğretir misin?
Cezaya başvurmadan çocuklara görgü öğretebilirsiniz.
Cümleler bize çok şey öğretebilirler ve kelimelerden çok daha fazlasını.
Senin İngilizce öğretme yöntemin saçmadır.
Bayan Caifeng bana Çince öğretmek istiyor.
Tom bana Fransızca öğretmek istediğini söyledi
Tereciye tere satma.
Bu kadar çok av olması burayı ideal bir eğitim alanı yapar. Kendi başının çaresine bakmayı öğrenen bir jaguar için mesela.