Translation of "Gambe" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Gambe" in a sentence and their turkish translations:

- Guarda quelle gambe.
- Guardate quelle gambe.
- Guardi quelle gambe.

Şu bacaklara bak.

- Mira alle gambe!
- Mirate alle gambe!
- Miri alle gambe!

Bacaklarına sık!

- Solleva le gambe.
- Sollevi le gambe.
- Sollevate le gambe.

Bacaklarınızı kaldırın.

- Ha incrociato le gambe.
- Incrociò le gambe.
- Lei ha incrociato le gambe.
- Lei incrociò le gambe.

O bacak bacak üstüne attı.

- Ha incrociato le gambe.
- Incrociò le gambe.
- Lui ha incrociato le gambe.
- Lui incrociò le gambe.
- Lui ha accavallato le gambe.

- Bacak bacak üstüne attı.
- O ayak ayak üstüne attı.

- Ti depili le gambe?
- Tu ti depili le gambe?
- Si depila le gambe?
- Lei si depila le gambe?
- Vi depilate le gambe?
- Voi vi depilate le gambe?

Bacaklarını tıraş eder misin?

- Si è stirata le gambe.
- Lei si è stirata le gambe.
- Si stirò le gambe.
- Lei si stirò le gambe.

O, bacaklarını uzattı.

- Le stavi guardando le gambe?
- Le stava guardando le gambe?
- Le stavate guardando le gambe?

Onun bacaklarına mı bakıyordun?

- Lui ha le gambe lunghe.
- Ha le gambe lunghe.

Onun uzun bacakları vardır.

- Sami ha incrociato le gambe.
- Sami incrociò le gambe.

Sami bacak bacak üstüne attı.

- Hai delle gambe molto sexy.
- Tu hai delle gambe molto sexy.
- Ha delle gambe molto sexy.
- Lei ha delle gambe molto sexy.

Çok seksi bacakların var.

- Non si depila le gambe.
- Lei non si depila le gambe.

O, bacaklarını tıraş etmez.

- Non mi sento le gambe.
- Io non mi sento le gambe.

Bacaklarımı hissedemiyorum.

- Tom si è stirato le gambe.
- Tom si stirò le gambe.

Tom bacaklarını uzattı.

- Tom si è depilato le gambe.
- Tom si depilò le gambe.

Tom bacaklarını tıraş etti.

Posizione a gambe aperte.

Güzel ve geniş bir açı.

Voglio sgranchirmi le gambe.

Ben bacaklarımı uzatmak istiyorum.

Nuotare irrobustisce le gambe.

- Yüzme bacakları güçlendirir.
- Yüzmek bacakları güçlendirir.

Tom accavallò le gambe.

Tom bacak bacak üstüne attı.

Tom ha due gambe.

Tom'un iki bacağı var.

- Ha perso il controllo delle sue gambe.
- Lui ha perso il controllo delle sue gambe.
- Perse il controllo delle sue gambe.
- Lui perse il controllo delle sue gambe.

O, bacaklarının kontrolünü kaybetti.

- Mi fanno ancora male le gambe.
- A me fanno ancora male le gambe.

Bacaklarım hâlâ ağrıyor.

- Tom si è rotto entrambe le gambe.
- Tom si ruppe entrambe le gambe.

Tom bacaklarının her ikisini de kırdı.

Un tavolo ha quattro gambe.

Bir masanın dört bacağı var.

Tom ha le gambe magre.

- Tom'un sıska bacakları var.
- Tom kürdan bacaklı.

Alice ha delle gambe incredibili.

Alice çok güzel bacaklara sahip.

Quelle sono le mie gambe!

Onlar benim bacaklarım!

Tom ha le gambe corte.

Tom'un kısa bacakları var.

Mi fanno male le gambe.

Bacaklarım acıyor.

Le sue gambe sono lunghe.

Onun bacakları uzun.

- Butta via le sedie con le gambe rotte.
- Buttate via le sedie con le gambe rotte.
- Butti via le sedie con le gambe rotte.

Ayakları kırık sandalyeleri at.

- Stava in piedi con le gambe divaricate.
- Lui stava in piedi con le gambe divaricate.

Bacakları ayrık durdu.

Entrambe le gambe sotto le ginocchia,

dizlerimden aşağı her iki bacağımı aldı.

Torso forte, gambe forti. Ok. Andiamo.

Güçlü gövde, güçlü bacaklar. Tamam, hadi bakalım.

Le gambe del tavolo sono traballanti.

Masanın bacakları sallanıyor.

Ella ha braccia e gambe lunghe.

Onun uzun kolları ve bacakları var.

Mi stanno facendo male le gambe.

Bacaklarım ağrıyor.

Mi si stanno addormentando le gambe.

Bacaklarım uyuşuyor.

Perché questa lucertola ha cinque gambe?

Neden bu kertenkelenin beş tane ayağı var?

Alcuni uomini si depilano le gambe.

Bazı erkekler bacaklarını tıraş ederler.

Non riuscivo a sentire le gambe.

Bacaklarımı hissedemedim.

Tom ha delle cicatrici sulle gambe.

Tom'un bacaklarında yara izleri var.

Le gambe di Tom sono gonfie.

Tom'un bacakları şişmiş.

Va meglio. Sto tirando fuori le gambe.

Bu daha iyi. Bacağımı çekiyorum.

Riesco a stento a muovere le gambe.

Şu anda bacağımı zar zor kımıldatabiliyorum.

Ma a volte, tira fuori due gambe.

Ama bazen ortaya iki bacak çıkıyor.

Ho le mani e le gambe gonfie.

Benim ellerim ve ayaklarım şişti.

Tom sedeva a gambe incrociate sul pavimento.

Tom yerde bağdaş kurdu.

Vuoi che questo polpo abbia meno gambe?

Bu ahtapotun daha az bacakları olmasını ister misin?

Alcune donne non si depilano le gambe.

Bazı kadınlar bacaklarını tıraş etmezler.

Chi non ha testa, ha buone gambe.

- Akılsız başın cezasını ayaklar çekermiş.
- Akılsız başın cezasını ayaklar çeker.

Era seduto in silenzio con le gambe incrociate.

Bacak bacak üstüne atarak sessizce oturdu.

Le mie gambe stanno migliorando giorno dopo giorno.

Bacaklarım günden güne daha da iyileşiyor.

Ho le gambe più lunghe rispetto a lui.

Ondan daha uzun bacaklarım var.

Ho le gambe più lunghe rispetto a lei.

Ondan daha uzun bacaklarım var.

Si sedette sulla panca e incrociò le gambe.

Kanepeye oturdu ve bacak bacak üstüne attı.

Ho visto Tom fissare le gambe di Mary.

Tom'un Mary'nin bacaklarına baktığını gördüm.

- Era molto alto e magro, con braccia e gambe lunghe.
- Lui era molto alto e magro, con braccia e gambe lunghe.

Uzun kolları ve bacakları olan, çok uzun boylu ve ince idi.

Mi facevano male le gambe dopo la lunga camminata.

Uzun yürüyüşten sonra bacaklarım ağrıdı.

Mary non si depila le gambe da tre anni.

Mary üç yıldır bacaklarını tıraş etmedi.

- Tutti nella macchina hanno detto che volevano uscire e allungare le gambe.
- Tutti nella macchina dissero che volevano uscire e allungare le gambe.

Arabaki herkes arabadan çıkmak ve bacaklarını germek istediğini söyledi.

Concentrati, guarda in avanti e usa la forza delle gambe,

İleriye bakmaya odaklanmalı ve bacak gücünüzü kullanarak...

Mi si sono indolenzite le gambe a sedere sul tatami.

Minderde oturmaktan bacaklarım ağrıyor.

Una di queste racconta come un sub avesse perso le gambe

Bir dalgıcın büyük bir midyeden inci almaya çalışırken

Per arrampicarsi bene si usano le gambe, le braccia servono a bilanciarsi.

İyi tırmanış için bacaklarınızı kullanmalı ve kollarınızla da dengeyi ayarlamalısınız.

Ho continuato ad andare in bici anche se mi facevano male le gambe.

Bacaklarım acıyor olmasına rağmen bisikletime binmeye devam ettim.

Alcuni di questi giovani hanno le gambe due volte più lunghe delle mie.

Bu genç insanlardan bazıları benimkinin iki katı kadar uzun bacaklara sahipler.

Riposiamoci qui per un po'. Le mie gambe sono stanche e non posso proseguire oltre.

Burada kısa süre dinlenelim. Bacaklarım yorgun ve ben daha fazla yürüyemiyorum.

Come disse il nostro capitano, è tardi scappare quando gli squali ti divorano le gambe.

Kaptanımızın söylediği gibi, köpek balıkları bacaklarınızı yiyorsa kaçmak için çok geçtir.

"Dottore, aiutatemi! Non sento assulutamente le gambe!" - "Non vi preoccupate, è del tutto naturale. Le ho amputate".

"Doktor, yardım et, bacaklarımı hiç hissedemiyorum!" "Endişelenme, bu tamamen normal. Onları kestim."

- Un dachshund è un cane che viene dalla Germania con un corpo molto lungo e le gambe corte.
- Un dachshund è un cane che viene dalla Germania con un corpo molto lungo e le zampe corte.

Bir dachshund uzun gövdesi ve kısa bacakları olan bir Alman köpeğidir.