Examples of using "Finché" in a sentence and their turkish translations:
Sıcakken yiyin.
- Sen geri dönünceye kadar burada bekleyeceğim.
- Sen dönünceye kadar burada kalacağım.
- Çıkabiliyorken çık.
- Daha imkanın varken uzaklaş.
Ben dönünceye kadar burada bekle.
Yaşadığımız kadar çalışmalıyız.
Ben o gelene kadar bekleyeceğim.
İstediğim kadar geç saatlere kadar yatmayabilirim.
İyi bir gün geçirmemize dair
Ta ki anlayana kadar.
Eğlenebiliyorken eğlenin.
Yapabiliyorken bunu yap.
İstediğin kadar kal.
Nefes aldığım sürece umut ediyorum.
Sen mutlu olduğun sürece umurumda değil.
Demir tavında dövülür.
Tom buraya gelinceye kadar bekle.
O geri gelinceye kadar burada bekleyelim.
Burada kaldığımız sürece güvende olacağız.
Bunu yaptığımız sürece,
O gelinceye kadar bekleyelim.
Yaşadığımız sürece çalışmak zorundayız.
Yağmur yağmazsa dışarı çıkalım.
Onu tanıyıncaya kadar çok zengindim.
Ben gelinceye kadar onun beklemesini iste.
Ben gelinceye kadar onun beklemesini iste.
O sürerken eğlenceliydi.
O şarkı söyleyinceye kadar burada oturacağım.
O gelinceye kadar gidemem.
Yemek yemeyi bitirinceye kadar bekleyin.
Ben dönünceye kadar burada kalmanı istiyorum.
Ben gelinceye kadar onlara beklemesini söyle.
Deneyinceye kadar asla bilmeyeceksin.
Bob gelene kadar başlamayacağız.
Yaşadığım sürece onu asla unutmayacağım.
Daha önce sorduğumuz,
tıbbi yardım alana dek
...gece oluncaya kadar.
O, uyanana kadar bekleyelim.
- Yaşam olduğu sürece umut da olacaktır.
- Hayat varken ümit vardır.
- Hayat varken umut var.
Ben dönünceye kadar burada bekle.
O gelene kadar burada bekleyeceğim.
O dönene kadar burada beklerim.
Tom'un dönmesini bekliyoruz.
O dönünceye kadar burada bekleyelim.
O dönünceye kadar burada bekleyeceğim.
Yağmur duruncaya kadar dışarı çıkmayacağım.
Akira parası varken New York'ta kalacak.
Tom buraya gelinceye kadar niçin beklemiyorsun?
ve oğlu ile bir araya getirene kadar
Basınç bu tarafa doğru gidiyor.
Yaşadığımız sürece çalışmaya devam etmeliyiz.
Sadece ben gelinceye kadar pozisyonunu bozma.
Yağmur duruncaya kadar bekleyelim.
Benim için gelene kadar benim beklememi ister misiniz?
Bu sürerken güzeldi.
Şırıngayı görene kadar sakindim.
Tom gelinceye kadar mitinge başlamayacağız.
Onu tanıyana kadar çok mutluydum.
Bunları düşünene kadar bazıları daha az açık.
Hayatta, görünüşleri ve diğer insanların
Motoru ısınıncaya kadar çalıştır.
Daha fazla bilgiye sahip oluncaya kadar beklemek zorundayız.
Hâlâ ışıkken çadırı kuralım.
Neden Tom gelene kadar beklemiyoruz?
Ben yaşadığım sürece, nezaketini asla unutmayacağım.
Sen onun yapmasını istemedikçe Tom onu yapmayacak.
Onu Tom'dan duyuncaya kadar inanmayacağım.
ekvator bir taşma noktasına ulaşana kadar büyür ve büyür.
Bu iki kanat güç konusunda eşit olmadığı sürece,
şehir merkezinde durdurulup kimlik sorulmasına alışmıştık.
- Dereyi görmeden paçaları sıvama.
- Son kozu oynamadan önce her şey bitmiş sayılmaz.
Güneş batıncaya kadar resmi yapmaya devam edeceğim.
Hava güneşliyken çamaşır yıkamak zorundayım.
Piyanist yeniden sahneye çağırıncaya kadar alkışladılar.
Onu sen icat etmedikçe Tanrı yoktur.
Tom ipi elinden geldiği kadar uzun süre tuttu.
Ödeme alıncaya kadar gitmiyorum.
Saldırılmadığı sürece bir köpek nadiren ısırır.
- Tom bana söyleyene kadar ne olduğunu bilmiyordum.
- Tom söyleyene kadar ne olduğunu bilmiyordum.
Tom ağırbaşlı olmadıkça, onun bize yardım etmesini istemiyorum.
Tom ve Mary buraya gelinceye kadar biz gidemeyiz.
veya mutsuz olduğumuz zaman suçu onlara yüklediğimiz sürece
Sadece bazı şeyleri çözene kadar orada kalmanız gerekiyor.
bütün hayatı boyunca taktığı bir bilezik taktım.
Kendimiz bizzat etkilenmeden umursamıyoruz.
Babam parlayıncaya kadar arabasını cilaladı.
Sadece orada otur ve Tom dönünceye kadar bekle.
Mary onunla gitmedikçe, Tom gitmez.
Biz dönünceye kadar burada bekle.
Bana söylenmedikçe asla bulaşıkları yıkamam.
Çin'e gidene kadar hiç panda görmemiştim.
Sular yükselene kadar... ...onu zorlu bir gece bekliyor.
Babam, ben gençken yurtdışında eğitim görmemi istiyor.
Sağlık, hastalık gelene kadar kıymetli değildir.