Examples of using "Dritto" in a sentence and their turkish translations:
Düz gidin.
Dümdüz gidin.
Doğru gitmeye devam et.
Ağaç diktir.
Düz gidin sonra sağa dönün.
Doğru gidin ve istasyonu bulacaksınız.
Tom dik oturuyordu.
Parmağımın ucuna.
O, tam benim gözüme baktı.
Dik oturun.
John kapıya doğru ilerledi.
Doğruca şehir merkezine çıkan ana yol.
Sarhoş adam düz yürüyemiyordu.
- Boş bir çuvalın dik durması zordur.
- Boş başak dik, dolu başak eğik durur.
Yerinde olsam derhal eve giderim.
Tamam, hadi bakalım. Bunun gibi uzun ve düz bir sopa. Tamam, benimle gelin.
Tom doğruca yatağa gitti.
ve sonra da bu kenardan, o enkazın yanına ineceğiz.
Buraya kuracağım, hazırlayacağım ve tepeden aşağı koşacağım.
Halatla inmek iyi olur, hemen oraya ineriz. Kötü yanı, halatı bağlayacak pek bir şeyin olmaması.
Yorgundum, bu yüzden doğruca yatmaya gittim.
O, yüzüme baktı.