Examples of using "Costretto" in a sentence and their turkish translations:
O, sonunda istifa etmek zorunda bırakıldı.
Ben yalan söylemeye mecbur kaldım.
Fadıl yatalaktı.
Tom yatalak.
Ama kâfi gelmiyor. Çekilmek zorunda kalıyor.
Seni onu yapmaya kim zorladı?
Tom radikal bir karar vermeye zorlandı.
Tom beni oraya gitmeye zorladı.
O kötü hava nedeniyle geri dönmek zorunda kaldı.
Tom beni kutuyu açmaya zorladı.
Tom istifa etmek için zorlandı.
Hiç kimse bir derneğe üye olmaya zorlanamaz.
Ailem bana motosikletimi sattırdı.
O, onu ıspanak yemesi için zorladı.
Oturması için onu zorladı.
Ama Alexander barış anlaşması yapmayı reddedince Fransız ordusu
etti ve son gün Fransa'ya dönmek zorunda kalana kadar çizgiyi tuttu.
Savaş askerleri cepheye gitmeye zorladı.
Boyun eğmeyeceğim.
Eğer durum düzelmezse, önlem almak zorunda kalacağım.
Ben okulu terk etmek zorunda bırakıldım.