Translation of "Alcol" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Alcol" in a sentence and their turkish translations:

- Bevo alcol.
- Io bevo alcol.

Alkol alıyorum.

- Beve troppo alcol.
- Lui beve troppo alcol.

Çok alkol alıyor.

L'etanolo è un alcol.

Etanol bir alkoldür.

- Non bevo alcool.
- Non bevo alcol.
- Io non bevo alcool.
- Io non bevo alcol.

- Ben alkol içmem.
- Ben alkol kullanmam.

Il suo alito puzza di alcol.

Onun nefesi alkol kokuyor.

Questa birra contiene il 5% di alcol.

Bu bira %5 alkol içermektedir.

- Leyla odorava d'alcol.
- Leyla odorava di alcol.

Leyla alkol kokuyordu.

Affinché funzioni, è necessaria un'elevata concentrazione di alcol

Ama işe yaraması için yüksek bir alkol seviyesinde bir konstantrasyona ihtiyacınız var.

Il dottore mi ha avvertito di stare lontano dall alcol.

Doktor, içkiden uzak durmam için uyardı.

Il consumo di alcol è più alto nell'Europa dell'est che nell'Europa dell'ovest.

Alkol tüketimi Doğu Avrupa'da, Batı Avrupa'dan daha yüksektir.

Gli europei bevono in media 12,5 litri di alcol puro per anno.

Avrupalılar yılda ortalama 12.5 litre saf alkol içerler.

- Quando è venuto e mi ha trovato, tutto il suo corpo puzzava di alcol.
- Quando è venuto e mi ha trovata, tutto il suo corpo puzzava di alcol.

O geldiğinde ve beni bulduğunda, onun bütün vücudu alkol kokuyordu.

Il CDC* raccomanda igienizzanti per mani con una concentrazione di alcol pari ad almeno il 60%

CDC(Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri) en az %60 alkol içeren el dezenfektanlarını tavsiye ediyor.

Ma anche con il 60% di alcol, il CDC raccomanda di utilizzare, se possibile, il sapone

Ancak %60 alkolle bile CDC, eğer imkan varsa sabun kullanmanızı öneriyor

L'Organizzazione Mondiale della Sanità dice che l'abuso di alcol è la terza causa di morte e disabilità nel mondo.

Dünya Sağlık Örgütü alkolün kötü kullanımının dünyada ölümün ve sakatlığın önde gelen üçüncü sebebi olduğunu söylüyor.

- Ho un angolo nel mio fegato solo per te, alcol.
- Ho un angolo nel mio fegato solo per te, alcool.

Karaciğerimde sadece senin için bir köşem var, alkol.

- Lei beve della birra analcolica quasi ogni giorno perché la birra è la sua bevanda preferita, però non vuole bere alcol ogni giorno.
- Beve della birra analcolica quasi ogni giorno perché la birra è la sua bevanda preferita, però non vuole bere alcol ogni giorno.

Neredeyse her gün alkolsüz bira içiyor çünkü bira onun en sevdiği içecek fakat her gün alkol içmek istemiyor.

- Quando si può dire che una persona ha problemi di alcol?
- Quando si può dire che una persona ha problemi con l'alcol?

Bir kişinin alkol sorunlarının olduğunu ne zaman söyleyebiliriz.