Examples of using "Napóleon" in a sentence and their turkish translations:
Napolyon'un kanatları şimdilik güvende.
Napolyon askerlerini Rusya'ya götürdü.
O sırada Napolyon cevaben fırtına boyutunda hareketlilik gösterdi
Napolyon ünlü şapkasını yere attı öfkeyle.
Fakat Kutuzov hala Kaluga yolunu tıkıyordu.
Napolyon 9 Kasım'da Smolensk'e ulaştı.
13.00 civarı, Napolyon toplu bir saldırı emri verdi
Napolyon'un yenilgisinin Şubat ayı sonlarında herhangi bir konuşması vaktinden önce geldi.
'Smolensk Manevrası' En iyi Napolyon.
Napolyon ta Ural Dağları'na kadar tek bir Avrupa istiyordu.
Paris'te Napolyon krize cevap verdi bir dizi aşırı önlemle: mülkiyet
Dört gün içinde Napolyon Vilnius'a vardı, ama Barclay gitmişti.
Napolyon, Rus İmparatorun barış için masaya oturacağından emindi
Teung-Hausen savaşı Napoleon'un sözde "Dört Gün Seferi"nin başlangıcıydı.
Bu sebepten ötürü Marie Walewska Napolyon'un metresi oldu.
Friedland muharebesi Napolyon'un kariyerindeki en kati zaferlerinden birisidir
Olayların merakla gelmesiyle, İsveç şimdi Napolyon'un eski mareşali Bernadotte tarafından yönetildi.
Napolyon'un 'silahlı bir ulus' umudu Müttefiklere direnmek gerçekleşmemişti.
Ama Napolyon'un saltanatı sona ermiş gibi görünüyordu askeri yenilgiyi reddetmek.
Ağır dövüş patlak verirken Napolyon hala sadece düşman korumasıyla yüzleştiğine inanıyordu.