Examples of using "Kalapját" in a sentence and their turkish translations:
Şapkasını çıkardı.
O, şapkasını taktı.
O, şapkasını yana yatırdı.
O, şapkasını kaldırdı.
Tom şapkasını çıkardı.
Rüzgar onun şapkasını uçurdu.
O beni gördüğünde şapkasını kaldırdı.
Tom şapkasını arabada bıraktı.
Napolyon ünlü şapkasını yere attı öfkeyle.
- Tom şapkasını çıkardı ve onların önünde eğildi.
- Tom şapkasını çıkardı ve onlara boyun eğdi.
- Tom şapkasını çıkarıp eğilerek onları selamladı.