Examples of using "Mást" in a sentence and their turkish translations:
Başka bir şey yapmadın mı?
Başka bir şey söylemedi.
Başka bir şey yapalım.
- Başka ne söyleyebilirim?
- Başka ne söyleyebilirim.
- Başka ne yapabiliriz?
- Başka ne yapabilirdik?
Tüm yaptığım bu.
Başka birini bulacağım.
Başka ne yapardım?
Onlar başka ne saklıyor?
Başka bir şey yap.
Gürültüyle ilgili başka ne yapabiliriz?
Uzmanlık ise tersini söyler.
Bana başka bir şey göster.
Farklı bir şey yapmak istiyorum.
Başka bir şey yemeyi tercih ederim.
Başka bir şey satın alacak mısın?
- Başka ne?
- Başka?
Başka bir şey yapmaya git.
Başka bir şey yapacağım.
Başka ne yapmam gerekiyor?
Başka bir şey söyleyemezsiniz.
Daha fazla hiçbir şey istemiyorum.
Başka ne yapabilirdim?
Başka bir şey yemeyi tercih ederim.
Başka ne yapmalıyız?
Başka bir şey yapayım.
Onlar şikâyet etmekten başka bir şey yapmıyorlar.
Başka kime soracağımı bilmiyordum.
Başka şeyler, başka yollar bulmalıyız.
Başka bir şey yiyemedim.
Başka hiçbir şey görmek istemiyorum.
Senin için başka ne alabilirim?
- O konuda bir veya iki şey biliyorum.
- O konuda bir hayli bilgi ve tecrübe sahibiyim.
Daha ne söyleyebileceğimi bilmiyorum.
Başka bir şey denemeliydim.
Bugün başka bir şey yapmak istiyorum.
Bugün için başka bir planım yok.
Başka bir şey alınmadı.
Burada söyleyecek başka bir şey yok.
Başka hiç kimseyi sevmiyorum. Seni seviyorum.
- Tom başka birini suçlamaya çalıştı.
- Tom başkasını suçlamaya çalıştı.
Meyve dışında bir şey yemez.
Kendimden başka kimseyi suçlamıyorum.
Tom'un başkasıyla görüştüğünü biliyor muydunuz?
Bütün istediğim seninle olmaktı.
Onların gitmekten başka seçenekleri yoktu.
Daha fazla bir şey söylemeye gerek yok.
Tom başka bir şey almak istemiyor.
Tom'u herkesten daha iyi tanırsın.
Başka ne yapabiliriz?
Dünyada etrafımda olup bitenler içerisinde neyi kaçırıyorum?
Ekmek ve tereyağından başka bir şey yemedim.
Sabahtan akşama kadar şikayet etmekten başka bir şey yapmaz.
Başka ne söylememi istiyorsun?
Sana gösterecek başka bir şeyim var.
Başka ne biliyorsun?
O, yağsız etten başka bir şey yemedi.
Sadece net bir cevap istiyorum. Daha fazla bir şey değil.
Sana mutluluktan başka bir şey dilemiyorum.
Değişiklik olsun diye farklı bir şey yemek istiyorum.
Ben kulaklık kullanıyorken bir şey duyamıyorum.
Tom meyveden başka bir şey yemez.
Tom şikâyet etmekten başka bir şey yapmadı.
Tom ağlamaktan başka bir şey yapmadı.
Bu işe yaramazsa başka bir şey deneyebiliriz.
yapmamız gereken tek şey onu uygulamayı seçmek.
Tom kendisine yardım edecek birini bulamadı.
Tom sadece beyaz et yiyor.
Sanırım belki Tom'un yapacak başka bir şeyi var.
Tom odadaki başka birine izin vermedi.
Başka hiç kimsenin umurunda değil gibi görünüyordu.
Tom televizyon izlemekten başka hiçbir şey yapmaz.
Başka bir şey söylemedi.
Başka hiçbir şey yapmadım.
Ancak robotik cerrahi bir şeyi daha tanıttı:
Lütfen başka birine sor.
Herkes farklı bir şeye inanıyor ama sadece bir gerçek vardır.
Yardım etmek için daha fazla ne yapabileceğimi bilmiyorum.
Noel için tüm istediğim yeni bir dövmedir.
"TV izlemekten usandım. Başka bir şey yapalım." "Ne gibi?"
Değişiklik olsun diye neden farklı bir şey denemiyorsun?
Başka ne değişmeli?
İşleri biliyorum.
Genellikle başka bir şey yapmak için fazla yorgunum.
Tom şikayet etmekten başka bir şey yapmadı.
Meyveden başka bir şey yemez.
- Tom başka bir şey söyleyemedi.
- Tom, söyleyecek başka söz bulamadı.
Gerçekten başka bir şey konuşmuyorum.
- İstediğin başka bir şey var mıdır?
- İstediğin başka bir şey var mı?
Ben senden daha farklı önceliklere sahibim.
Tom şikâyet etmekten başka bir şey yapmaz.
O, meyveden başka bir şey yemez.
Gerçeği ama yalnızca gerçeği söyleyeceğinize yemin eder misiniz?