Examples of using "Kaptam" in a sentence and their turkish translations:
Onu birinden aldım.
Onu parasız aldım.
Ben onu boş yere aldım.
Aldığım şey bu.
Doğum günümde aldım.
Ben takdis edildim.
Ben güneş çarpmasından muzdarip oldum.
- Patlak bir lastiğim var.
- Kabak bir lastiğim var.
Bir şey almadım.
Aldım da.
Sonunda bir işi oldu.
- Bir taksiye binme sorunum vardı.
- Taksi bulmakta zorlandım.
Bir davetiye aldım.
Fransızcada bir A aldım.
İyi bir tane aldım.
Kötü bir tane aldım.
Tom'dan bir mektup aldım.
Neredeyse hiç nefes alamadım.
Ben davetiye almadım.
Bir iş teklifi aldım.
Yanlış bilgilendirildim.
Çok fazla almadım.
Ondan bir mektup aldım.
Bir A aldım.
Bir cevap almadım.
Bunu yapmak için iznim vardı.
Buraya gelirken lastiğim patladı.
Erkek kardeşimden bir mektup aldım.
Tek bir kötü eleştiri almamış olan ben
zar zor nefes alabiliyordum.
Dün annemden bir mektup aldım.
Henüz onu almadım.
Arkadaşımdan bir mektup aldım.
Tom bir gözümü patlattı.
Kimseden cevap alamadım.
Fransızcadan C aldım.
Yurt dışından bir kartpostal aldım.
Onlardan bir ileti aldım.
Doğum günümde ondan bir kazak aldım.
Bir arkadaşımdan mektup aldım.
Eleştiri ve toksiklikten payımı aldım.
Florida'daki genç bir kızdan haber aldım,
Kendimi bu ikiyüzlülük anlarında yakaladığımda
- Ben arkadaşımdan bir mektup aldım.
- Arkadaşımdan bir mektup aldım.
Dün İngilizce yazılmış bir mektup aldım.
Bu bisikleti ücretsiz aldım.
Bugün Tom'dan bir çağrı aldım.
Tom'dan bir mesaj daha aldım.
Fransızcada her zaman iyi notlar aldım.
Ben henüz cevap almadım.
- İş bulmadım.
- İşi almadım.
Henüz bana bildirilmedi.
Bugün işe giderken patlak bir lastiğim vardı.
Babam doğum günüm için bana bir köpek yavrusu verdi.
- Onu ücretsiz aldım.
- Onu beleşe aldım.
Tom'a önemli bir mesajım var.
Mektubunu dün aldım.
Kanserimi eteri yağlarla nasıl iyileştireceğime dair
Binlerce mektup ve e-posta aldım.
Neyse, işi almadım.
Ama bir kredi aldım, ardından bir kredi daha.
Bugün sizden bir e-posta almadım.
Ben Tom'un partisi için bir davet almadım.
Mektubun daha dün elime ulaştı.
- Bunu neredeyse bedava aldım.
- Onu neredeyse bedavaya aldım.
- Onu neredeyse beleşe aldım.
Anne ve babamdan uzun bir mektup aldım.
- Bu tarifi büyükannemden aldım.
- Bu tarifi anneannemden almıştım.
Bana yazdığın tüm mektupları yırttım.
Bu kamera bana amcam tarafından verildi.
- Bu küpeleri büyükannemden aldım.
- Bu küpeleri anneannemden almıştım.
Benim iyi bir koltuğum var.
Bugün postadan bir kitap aldım.
Anna'ya ulaşma çabasıyla
Oradayken beklenmedik bir hediye aldım.
çünkü siz bana kendime duyduğum sevgiden daha çoğunu gösterdiniz." dedi.
Bir de gelişimi kutlamak için bana gönderdikleri hediyeye bakıyordum,
Bana hamile olduğunu söylediğinde, neredeyse kalbime iniyordu.
Dün İngilizce yazılmış bir mektup aldım.
Tom'un beni görmek istediğine dair bir mesaj aldım.
Mesajı daha bu sabah aldım.
Daha önce böyle küfürlü bir mektup almadım.
Kazanamadım ama en azından bir teselli ödülü aldım.
İstediğimi aldım.
Gençken birçok şeyi ücretsiz aldım.
Otuz dakika önce Tom'dan bir telefon aldım.
ve mektuplarla, yorumlarla, maillerle cevap vermişlerdi.
Öğretmenimin yardımıyla bu işi buldum.
Benim ana dilim, annemin verdiği en güzel hediyedir.
"Ben kimya testinden dokuz aldım. Ya sen?" "Aynısını."
Meksika'ya gidebilmek için başka bir vize almam haftalar sürdü
Birkaç hafta sonra bir mesaj yolladı,
- Ondan henüz haberim yok.
- Henüz ondan haber alamadım.
Üniversiteden mezun olduktan sonra, babamın şirketinde bir iş aldım.
Açık Bahçe isimli bir proje oluşturmam için beni davet ettiler.
Doğadan o kadar çok şey almıştım ki artık geri verebiliyordum.
Tom bana doğum günüm için gerçekten istediğim bir şey verdi.
Bugün okuldan arandım.