Examples of using "Végre" in a sentence and their turkish translations:
O nihayet oluyor.
Sonunda seni yakaladım.
Nihayet.
Sonunda!
Nihayet bir iş buldum.
Sonunda bitti.
Gider misin, lütfen?
Sonunda geldi!
Sonunda seni buldum.
Sonunda anlıyorum.
Sonunda, o, araba aldı.
Nihayet akşama doğru yağmur durdu.
Nihayet beslenebilecekler.
sonunda buldum.
Sonunda bir işi oldu.
Sonunda bir iş buldum.
Sonunda Cuma geldi.
Konuşma, tamam mı?
- Sonunda Tom tanıştım.
- Nihayet Tom'la bir araya geldim.
Sonunda bir yere gidiyoruz.
Sonunda yalnız olmak harika.
Tom sonunda terk etti.
Tom sonunda durdu.
Sonunda, biz Kaliforniya'ya ulaştık.
Keşke gitsen.
takside patronculuk oynayabilecek insanların ilgisini çekti.
Hele şükür biri beni ciddiye aldı.
bence biz imkansız şeyler yapabiliriz.
Gelgit nihayet tersine dönüyor.
Kurtuldu. Nihayet.
...biz aşağıda South Col kampındaydık.
Keşke sakin olsan.
Sonunda yağmur durdu.
Adam sonunda itiraf etti.
Sonunda gözden kayboldular.
Sonunda görevini yaptı.
Tren sonunda geldi.
Sonunda dileğim gerçekleşti.
Sonunda bebek uykuya daldı.
Sonunda Tom'la temas kurabildim.
Keşke onu durdursan.
Biz sonunda anahtarı bulduk.
Biz nihayet göle ulaştık.
Yağmur nihayet düzeliyor.
Sonunda kanamayı durdurduk.
Sonunda tatmin oldun mu?
Sonunda gerçeği meydana çıkardım.
Keşke tekrar düşünsen.
Keşke bunu yapsan.
Niçin savaşı var?
Tom nihayet geldi.
Ya da annelerin buluştuğu bir yemekte
hâlâ önümüzde.
Nihayet, aydınlatılmamış bir şehir parkı buluyor.
Tom sonunda sigara içmeyi bıraktı.
Sonunda bir ev bulabiliriz.
Sonunda tanıştığımıza memnun oldum.
Tom nihayet öğle yemeği sırasında buraya geldi.
Ne zaman öğreneceksin?
Sanırım Tom sonunda uyudu.
Sonunda görevimi bitirdim.
Sonunda İngiliz pasaportumu aldım.
Tom nihayet kendisi gibi davranıyor.
Tom sonunda gülmeyi durdurdu.
Ben sadece emirleri uyguluyorum.
Tom sonunda doğruyu söyledi.
En sonunda bu yaz İngiltere'ye gittim.
Sonunda yağmur yağacak gibi.
Son olarak, birisi konuştu.
ve oğlu ile bir araya getirene kadar
O yıl, ikisi de şiddet saldırısı işlemeye karar verdi.
inşa edebilmek için bizler doğru seçimi yapabiliriz.
Bu harika bir uyanış zamanı.
Neyse ki teknoloji bu deneyimi kolaylaştırmaya başladı.
Nihayet, güneş ufukta kayboluyor.
Sonunda, harekete geçeceğimiz gün geldi.
Planı hemen uygulamalıyız.
Uçak mükemmel bir iniş yaptı.
Sonunda mutlu olduğunu gördüğüme sevindim.
Sonunda tekrar evde olmaktan çok mutluyum.
O, sonunda ona evlenme teklif etmeye karar verdi.
- Nihayet bugün Cuma.
- Sonunda bugün Cuma.
Geçen yıl sonunda kanıtlar yayınladık,
Yavru, nihayet tanıdık bir çağrı duyuyor.
Artık gündüz vardiyası işbaşı yapabilir.
Tom sonunda yatakta dik oturabiliyor.
Uçak güvenli bir iniş yaptı.
Sonunda yalnız olabileceğimiz bir yer buldum.
Bugün nihayet ona seni seviyorum deme cesaretini buldum.
Tom ve Mary sonunda evlenmeye karar verdi.
Vay be, işte nihayet Paris'teyiz. Önce nereyi gezsek?
Onun emirlerini yerine getirmeliyiz.
Bugün nihayet seni sevdiğimi söyleyecek cesareti topladım.
Sonunda yalnız başına baş edemeyeceğini itiraf etmelisin.
Nihayet bir beyaz avcıya denk geliyor. Ama aradığı eş değil bu.
Doğrudan havadan oksijen çekebilmek için kendini dışarı atıyor. Nihayet. Güneş yüzünü gösteriyor.
Derhal ameliyat yapmalıyız.