Examples of using "Házát" in a sentence and their turkish translations:
Onun evini görüyorum.
O, evini boyuyor.
Ben onun evini bulamadım.
Tom evini sattı.
Tom evini satacak.
Ben onun evini bulamadım.
Ben onun evini bulamadım.
Tom Boston'daki evini sattı.
Tom Mary'nin evini uzaktan görebiliyordu.
Kasırga Tom'un evini yok etti.
Evinizi zorla buldum.
Tom herhangi bir sorun olmadan Mary'nin evini bulabildi.
Tom evini satacak.
Tom uzun bir süre önce Boston'daki evini sattı.
Tom'u evini satmak için ikna etmek zor olacak.
Kancha Sherpa'nın Evi'ni Google Haritalar'da ziyaret edin
Tom evini temizlemesi için Mary'yi işe aldı.
O, başlangıçta yeni evine alışmakta sorun yaşadı.
O evini finanse etmek için bankadan ödünç para aldı.
Ev fiyatlarındaki artış onun evini büyük bir kârla satmasına olanak sağladı.