Examples of using "Furcsa" in a sentence and their turkish translations:
Ne kadar garip!
Tom garip.
Ne garip!
...garip fenomenler...
Bu tuhaf.
Sen tuhafsın.
Ne kadar çok meraklı!
Tom garip.
Tuhaf, değil mi?
Bir şey garip.
Garip.
O garip görünüyor, değil mi?
O garip bir soru.
Bu garip bir vakaydı.
Bu tuhaf.
Ne tuhaf bir adam!
Beni garip bir duruma koyuyorsun.
Ne garip bir kadın!
Tom garip bir kişi.
- Bu çok garip.
- Bu çok tuhaf.
O oldukça garipti.
Bu gerçekten garip.
O son derce garipti.
- Yabancı bir ses duydum.
- Tuhaf bir ses duydum.
- Tuhaf bir gürültü duydum.
Garip şeyler olur.
O oldukça tuhaf.
O gerçekten garipti.
O tuhaf bir soru.
İçimde tuhaf bir his var.
O, o kadar tuhaf değil.
Tuhaf bir şey oldu.
herkesi tuhaflaştırır.
Aslında garip bir şey olur.
O tuhaf.
"Onun biraz tuhaf olduğunu düşünüyorum," dedi.
O, garip bir adamdır.
- Tom gariptir.
- Tom tuhaftır.
Bu tuhaf bir rica.
Bu garip.
Bunun tuhaf olduğunu düşündüm.
Senin için tuhaf görünmüyor mu?
O tuhaf gıdalar yemekten hoşlanır.
Bunun tuhaf olduğunu biliyorum.
Tom tuhaf kokuyor.
Bu biraz garip.
Bu çok garip ve tuhaf.
Tom biraz garip.
Tom biraz garip.
Tom tuhaf bir espri anlayışı var.
Çok garip.
Bu rahatsız edici bir düşünce.
bazı garip şeyleri keşfetmeye başladım.
- Orada garip bir hayvan gördüler.
- Onlar orada tuhaf bir hayvan gördüler.
Fakat tuhaf bir durum vardı.
Çok tuhaf bir şey oluyor.
Bunun hepsi çok tuhaf.
Lütfen benim garip rüyalarımı yorumla.
Dün gece garip bir rüya gördüm.
Mary tuhaf sporlardan hoşlanır.
Tom zor biridir.
Ben onun hiç garip olduğunu sanmıyorum.
Benim davranışım çok tuhaftı.
Tom tuhaf görünümlü bir şapka takıyor.
Tuhaf birisin ama senden hoşlanıyorum.
Dün bana tuhaf bir şey oldu.
Tom'un yalnız gelmesi garip.
Görünüşü de hayat tarzı kadar gariptir.
Ve bu bana garip bir öz güven verdi.
Ne tuhaf bir hikaye!
Hayat gariptir.
Tom'un birkaç garip komşusu var.
Bu oda tuhaf kokuyor.
Bu garip.
O evde garip şeyler oldu.
Tuhaf bir deneyimdi.
Kurallara göre belden aşağı vuramamak,
Bu kişilerin çoğu aynı tuhaf şeyden bahsetmiş.
Onun konuyla ilgili hiçbir şey bilmemesi garip.
Postacının henüz gelmemesi tuhaf.
Bunun biraz garip olduğunu düşünmüyor musun?
Tom dün gece garip bir rüya görmüş.
Bu bir uzaylı değil, sadece garip bir hayvan,
Bunun çok tuhaf olduğunu düşünmüyor musun?
O davulun çok garip bir sesi var.
Senin köpeğinin ağzındaki o tuhaf şey nedir?
Garip bir şekilde, öğrencilerin sayısı her yıl azalıyor.
- Ne tuhaf, onun öngörüsü gerçekleşti.
- Ne garip, onun kehaneti gerçekleşti.
Tuhaf bir sorunum var.
- Mary gökyüzünde garip bir mavi ışık gördü.
- Mary gökyüzünde tuhaf mavi bir ışık gördü.
Birdenbire ayağa kalktı, çok solgundu ve gözlerinde tuhaf bir ışık vardı.
Sıra dışı bir şeyin kokusunu alıyor musun?
Mary'nin yüzünde tuhaf bir görünüm vardı.