Examples of using "Belül" in a sentence and their turkish translations:
Onlar çukur.
O yürüme mesafesi içinde.
Lütfen duyma uzaklığında kal.
Bir saat içinde geri döneceğim.
Birkaç dakika içinde ayrılacağız.
Üç gün içinde cevap vereceğim.
Bir saat içinde oraya varacağız.
Birkaç dakika içinde döneceğim.
O, üç saat içinde dönecek.
Bir dakika içinde gideceğim.
Ben iki saat içinde döneceğim.
kendi şirketlerini yöneten girişimciler.
1987'ye kadar üç yıl içinde,
- Bir saat içinde sana geleceğim.
- Bir saate sana geleceğim.
Bir ay içinde geri gel.
Yaklaşık otuz dakikada geri döndü.
- Birkaç gün içinde onun hakkında konuşacağız.
- Birkaç güne onun hakkında konuşacağız.
Tokyo günler içinde teslim oldu.
- Tom birkaç ay içinde ayrıldı.
- Tom birkaç ay içinde bıraktı.
Tom üç saat içinde geri dönecek.
Tom bir saat içinde gelir.
Eğer çocuğumuz
bir iklim devriminden bahsediyoruz.
Bu birkaç aylık zaman içerisinde unutulacak.
O bir dakika içinde dönecek.
O bir saat içinde varacak.
Kahve bir dakika içinde hazır olacak.
Birkaç yıl içerisinde Japonyayı tekrar ziyaret edeceğim.
Lütfen on beş dakika içinde hazır ol.
Bomba 10 saniye içinde patlayacak.
Bina bir yıl içinde tamamlanacak.
Tom bir saatten az bir süre içinde burada olacak.
Güneş iki saat içinde batacak.
Tom her an gelecek.
hem de en önemlisi dışlananlar için
İşte hikâyenin içinde hikâye:
O, bir ya da iki gün içinde dönecek.
Onu bir saat içinde bitirmesi onun için imkansız.
Biz muhtemelen 50 yıl içinde ölmüş olacağız.
Bir ya da iki gün içinde birbirimizi arayalım.
Yemek yarım saat içinde hazır olacak.
Tom on beş dakika içerisinde burada olmalı.
ve bu sendrom genellikle birkaç hafta içinde düzeliyor.
1.000 kilometrekarede belki sadece on tane vardır.
Bu yavrular bir haftaya kalmadan annelerinden ayrılacak.
Yaklaşık on günde ilk fermantasyon kesinlikle bitmiş olacak.
Kliniğimizde yapılan ameliyat yarım saat içinde bitti.
Hiçbir zaman burada yaşamaya alışamayacaksın.
Üç hafta da iki kez geri gelmeliyim.
Bu mesaj beş saniye içinde kendini yok edecektir.
Benim uçak bir saatten daha az bir sürede kalkar.
Boston'a geri giden uçağım üç saat içinde kalkar.
Yapraklar iki veya üç hafta içinde kızaracak.
Masaru bir saat içinde işi bitiremez, değil mi?
ve bir anda hayatım iki yıl içinde ikinci kez değişti.
Tren beş dakika içinde gidiyor olacak bu yüzden acele etsen iyi olur.
Altı ay içinde Boston'da yeni bir iş bulmayı başaramazsam Şikago'ya döneceğim.
Ben istasyona 200 metre mesafede yaşıyorum.
Yarım saat içinde burada olabilir misin?
Benim uçak üç saat içinde kalkar.
Yaklaşık otuz dakika içinde orada olacağım.
Bir köpeğin dışında, bir kitap insanın en iyi arkadaşıdır. Bir köpeğin içinde, okumak için çok karanlıktır.