Examples of using "Barátját" in a sentence and their turkish translations:
O, bir arkadaşını ziyaret etti.
Tom arkadaşını bekliyor.
O, arkadaşına konsere kadar eşlik etti.
Cadı, onun erkek arkadaşını bir kurbağaya dönüştürdü.
Mary erkek arkadaşını ziyaret etmek için Amerika'ya geldi.
Asker kendi hayatı pahasına arkadaşını kurtardı.
O da iki arkadaşından bu temayla ilgili bir parti hazırlamalarını istedi.
Kırmızı elbiseli kız siyah giyinmiş adamı görmezden geldi ve bir arkadaşını cep telefonundan aradı.