Examples of using "Annál" in a sentence and their turkish translations:
Bilen ne kadar az kişi olursa, o kadar iyi.
ve o kadar çok acılarını hissederiz.
onun olabilirliğini daha mümkün görüyoruz.
...risk o kadar artıyor.
Ne kadar zor olursa o kadar iyi olur.
Ondan daha küçük herhangi bir şeyin yok mu?
ancak snowboard öğrenmek daha zor.
tekelde o kadar uzun süre tutunur.
hatta bir adım daha ileri gitmeliyiz.
ölüm riskiniz o kadar yüksek olur.
onlardan daha iyi yapmaları bekleniyor.
içimi yiyip bitiren bu ikiyüzlülüğü daha çok hissettim.
üzerinizde daha çok etki yapacaktır.
O kavşakta ne oldu?
ve zihnimizin üst seviyelerinde çok çok farklıyız.
Ne kadar az bilirsen, o kadar iyi.
Hava karardıkça... ...düşme riski artıyor.
O, ne kadar çok istediyse o kadar çok zengin oldu.
O heyecanlandığında, gittikçe daha hızlı konuştu.
Ne kadar boş vakit bulursa o kadar mutlu olur.
Kaza kavşakta oldu.
Ne kadar yükseğe gittiysek o kadar soğuk oldu.
Onu ne kadar çok açıklarsan, onu o kadar çok anlamam.
Ne kadar çok gezersen, o kadar çok öğrenirsin.
Ne kadar erken başlarsak, o kadar erken bitiririz.
Ne kadar fazla insan olursa o kadar iyi.
Onun hakkında bilen ne kadar az kişi olursa, o kadar iyi olur.
ve hepimiz daha bilinçli eylemlerde bulunabiliriz.
daha iyi anladım ki şu anda bu benim pusulam.
şu an sahip olduğumuzdan çok daha iyi olacaktır.
- Onu ne kadar çok düşünürsem, ondan o kadar daha az hoşlanırım.
- Onu ne kadar çok düşünürsem, o kadar az hoşlanıyorum.
Hayat gördüğümüzden fazlasıdır.
Ne kadar çok varsa, o kadar çok isterler.
40 yıl veya daha uzun bir süre.
Ve ne kadar büyük olurlarsa o kadar gececiye dönüşüyorlar.
Ne kadar çok durumumuzu bilirsek, o kadar az korkarız.
Bir kasaba ne kadar eskiyse, o kadar çok çöp üretir.
Eğitim okula gitmekten daha fazla bir şey demektir.
Bir şey yasaklandıkça daha popüler olur.
Ne kadar kazanırsan o kadar kaybetmek zorundasın.
Hayal ettiğimden daha güzelsin.
O daha önce olduğundan daha da kötü.
Ne kadar çok Esperanto öğrenirsem onu o kadar çok severim.
Yasalar ne kadar çoksa, suçlular da o kadar çoktur.
Bir çocuktan daha değerli hazine yoktur.
Çağrı ne kadar belirgin olursa hedefi bulması o kadar kolay oluyor.
Onun bazı hataları var fakat onlardan dolayı onu daha çok seviyorum.
- Bence bundan daha fazlasını hak ediyorsun.
- Bence bundan daha fazlasını hak ediyorsunuz.
- Bence bundan daha fazlasına layıksın.
- Bence bundan daha fazlasına layıksınız.
Ne kadar daha fazla saat çalışırsam, saatlik ücretim o kadar azalıyor.
Bir aslanın yelesi daha koyu olsa dişileri için daha çekici olur.
- Şarabın ve arkadaşın eskisi makbuldür.
- Şarap ve dostluk yıllandıkça değer kazanır.
Bazı kitapları okudukça daha az anlıyorum.
Hayatta ne kadar acı çekersen, o kadar merhametli olursun.
Tom köpekleri sever ama kedilerden nefret eder.
Sıcaklık ne kadar artarsa ağaçlar atmosfere o kadar su salıyor.
Gece ne kadar karanlık olursa... ...bu sular insanı o kadar hayrete düşürüyor.
Kendine saygın ne kadar düşük olursa o kadar fazla olumsuz şeylere odaklanmaya niyet edersin.
Daha fazla aşılanmış insan, o kadar fazla virüse karşı hassas olanları koruyabilir.
Gözlerine daha derin baktığımda, hayatın çok güzel olduğunu daha iyi anlıyorum.
El tırnak altları, kıymık batmasının en acı verdiği yerlerden biridir.