Examples of using "örökké" in a sentence and their turkish translations:
Sonsuza dek saklanamazsın.
Hiç solmuyorlar.
Sonsuza dek yaşamak istiyorum.
Bu sonsuza kadar sürmeyecek.
Sonsuza dek ölümsüz olacağım.
Ben sonsuza kadar yaşayacağım.
O onu sonsuza dek sevecek.
- İnsanlar sonsuza kadar yaşayamazlar.
- İnsanlar sürekli yaşayamazlar.
Hiç kimse sonsuza kadar yaşamaz.
- Gerçekten sonsuza kadar yaşamak istiyor musun?
- Gerçekten ebediyen yaşamak mı istiyorsun?
- Gerçekten ebediyen yaşamak istiyor musun?
Sonsuza kadar bekleyemem.
- Bana bir ömür gibi gelmişti.
- Bir ömür gibi gelmişti.
Bu sonsuza kadar sürmeyecek.
Ben her zaman Tom'dan nefret edeceğim.
Sonsuza kadar burada olmak istiyoruz.
Hiçbir şey ebediyen sürmez.
Hiçbir şeyin sonsuza dek sürmediğini biliyorum.
Gerçek dostluklar sonsuza kadardır.
İnsanlar sonsuza kadar yaşayamazlar.
Hiçbir şeyin sonsuza dek sürmediğini biliyorum.
Sonsuza dek kalbimizde yaşayacak.
O her zaman mutlu değil.
Neden tatiller sonsuza kadar sürmez?
O her zaman anılarımızda yaşayacak.
- Onu sonsuza kadar yapıyorum.
- Onu sürekli yapıyorum.
Eğer bir şeyi gerçekten sevdiysen, onu sonsuza dek seversin.
Tom her zaman video oyunları oynuyor.
Vampirler sonsuza dek yaşar.
Sonsuza dek yaşamaya çalışmayın. Başaramazsınız.
Aşkımızın sonsuza dek süreceğini düşündüm.
ama anne bundan sonra, sarı rengi daima tehlikeyle
En uç enlemlerde bile... ...kış sonsuza dek sürmez.
Biz daima en iyi arkadaşlar olacağız.
Her şeyi açıklamam sonsuza kadar sürer.