Examples of using "Wirklichkeit" in a sentence and their turkish translations:
Algı gerçekliktir.
Dilekler gerçekleşir mi?
Rüya gerçek oluyordu.
Gerçeklik korkutucu.
İklim değişikliği gerçektir.
Benim gerçek adım Mary'dir.
Aslında ben de gitmek istiyorum.
Doğruyu söylemek gerekirse, o benim yeğenimdir.
Onun gerçek adı Tom Jackson'dır.
Suzan aslında senin üvey kardeşindir.
Kameraların gerçeği yakalama eğilimi yoktur.
Bir insanoğlunun hayali gerçekleşir.
Nefret dolu bir canavardım ben aslında.
Tom hakikatten habersiz.
O gerçeklikle irtibatını kaybetti.
O, gerçeklerden habersiz.
Aslında o kadar basit değildir.
Hayatının rüyası sonunda gerçek oldu.
Aslında, onların bütün ilgilendiği güçtür.
Aslında sen bunu kendin için yaptın.
Tom gerçek ve fantezi arasındaki farkı bilmiyor.
Tom gerçeklik ve hayal arasındaki farkı ayırt edemez.
Algı genellikle gerçekten daha önemli.
Tom'un gerçekten istediği yeni bir arabaydı.
Aslında hiç New York'ta bulunmadı.
Mary'nin yurt dışına gitme hayali sonunda gerçek oldu.
O ondan nefret etmez. Aslında onu sever.
Daha sonra, onun gerçek adının Tom olduğunu öğrendim.
Gerçek ve rüya arasındaki farkı unuttun mu?
Gerçekliğe geri dönme zamanı.
Felsefe, hakikatten intikam alma sanatıdır.
O aslında pirinç sütü.
Şu üzümler tatlı görünüyor ama aslında onlar ekşiler.
O, genç görünüyor ama aslında kırk yaşın üstünde.
Senin gerçekte kim olduğunu asla kimseye söylemeyeceğim.
Öğretmenlik yapıyor ama aslında bir vampir.
Ya iyi adamlar aslında kötü adamlar olsaydılar?
gerçekten hayat kurtarmak için bir fırsat.
Mary gerçekten hasta değil. Numara yapıyor.
Sadece şaka yapıyordum. O gerçekten olmadı.
Tom en sevdiği video oyunu dünyası hakkında gerçek dünya hakkında bildiğinden daha fazla biliyor.
Gerçeklerle yüzleşmek her zaman kolay değildir.
Senin gördüğün adam aslında bir kadın.
Benim hayatımda Mars'a bir yolculuk mümkün olabilir.
Başarılı olmayı ummuştu ama olmadı.
Genç görünüyor ama aslında kendisi kırkın üzerinde.
O genç görünüyor ama aslında 40 yaşın üzerinde.
Tom'un gerçekten yapmak istediği evde kalmak ve televizyon izlemekti.
O, genç görünüyor fakat aslında o senden daha yaşlıdır.
Aslında, Onun gerçek adı Tom'dur.
Ben onun seni sevdiğini sanıyordum, ama gerçekte, o başka bir kız seviyordu.
Mitzi, Bruno'nun onu sevdiğini düşündü, ama aslında sadece bunu onunla yapmak istedi.
Gerçek ve hayali ayırt etmek zordur.
Hayal gerçek oldu.
İnsanlar onun güzel olduğunu söylemeye devam ediyor ama gerçekten değil.
Gerçek biraz farklı olmasına rağmen düzenli görünmede çok iyiyim.
Aslında yine çok uzun bir süre ama gerçekte ise 5-6 saniye
Mary bilgisayarında çalışıyor gibi davrandı ama aslında o, konuşmaya kulak misafiriydi.
Mary Tom'u sevdiğini söylüyor, ama gerçekten o onun parasının peşinde.
Tom Mary'yi sevdiğini söylüyor; ancak gerçekte onun parasının peşinde.
Tom gerçeklik ve fantezi arasındaki farkı bilmiyor.
Tom aksanıyla, çoğu zaman bir Hollandalı sanılıyor; O, aslında bir İngiliz.
Ben onu sanki dünmüş gibi hatırlıyorum ama aslında on beş yıl önceydi.
Benim onu iyi tanımam gerektiğini söylüyorsun ama ben onunla daha geçen hafta tanıştırıldım.
Tom sıkı çalışıyor gibi davrandı ama aslında o sadece Tatoeba'da cümle ekliyordu.
"Jingle Bells," Noel zamanı yaklaştığında popüler bir şarkı, aslında bir Noel şarkısı değildir. Sözleri Noel hakkında bir şey söylemiyor.
Biz NASA'ya güvenemiyorsak bu geçekten aya gitmediğimiz anlamına mı geliyor.
Mary gerçekten hasta değil. O numara yapıyor.
Snowboard aslında beklediğimden çok daha eğlenceliydi.
Gerçekle yüzleşmenin zamanı geldi de geçiyor bile.
Tom gerçekte olduğundan daha yaşlı görünüyor.
Bir takım yıldızındaki bireysel yıldızlar birbirlerine çok yakın görünebilir fakat aslında onlar uzayda büyük mesafelerle ayrılabilir ve birbirleriyle hiç gerçek bağlantısı yoktur.