Examples of using "Willigte" in a sentence and their turkish translations:
O tereddüt etmeden kabul etti.
Tom o konuda düşünmeyi kabul etti.
Kabul etti ve ben onunla kaldım.
- Onu satın almak için anlaştım.
- Onu almayı kabul ettim.
Teklifimizi isteksizce kabul etti.
O isteksizce kabul etti.
Onunla akşam yemeği yemeyi kabul ettim.
O, babasının kararına boyun eğdi.
Douglas sonunda Lincoln ile konuşmayı kabul etti.
Tom onunla evlenmemi istediğinde ben evet dedim.
Çete 100.000 dolar fidye için Tom'u serbest bırakmayı kabul etti.
Tom o adamın kızıyla adamın işini miras alacağı vaadi ile evlenmeyi kabul etti.
Ona elli peni teklif ettim ve o kabul etti.
Bize bir röportaj vermeyi kabul etti.
Onunla tanışmayı kabul etmedim.