Examples of using "Schnurrbart" in a sentence and their turkish translations:
O, bıyığını burdu.
Tom'un bıyığı var.
Tom bıyıklarını burdu.
- Kadınlar bıyıklı erkekleri sever.
- Kadınlar bıyıklı erkeklerden hoşlanır.
- Tom bir bıyık uzatıyor.
- Tom bıyık bırakıyor.
Tom bıyığını tıraş etti.
- Tom bıyık uzattı.
- Tom bıyık bıraktı.
Bıyıklı şu adam kim?
O, bıyığını kesti.
Mary'nin resmine bir bıyık çizdim.
Büyük bıyıklı bir adam beni takip etmeye başladı.
Bıyıksız bir öpücük tuzsuz bir yumurta gibidir.
Bıyıksız bir öpücük bir kase tuzsuz çorba gibidir.
Mary kocasından Tom'unki gibi bıyık bırakmasını istedi.
Bıyıksız bir adamı öpmek tuzsuz yumurta yemek gibidir.
Tom'un henüz bıyığı çıkmıyor.