Translation of "Schnelle" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Schnelle" in a sentence and their turkish translations:

- Danke für eure schnelle Antwort!
- Danke für Ihre schnelle Antwort!

Hızlı cevabınız için teşekkürler.

Eichhörnchen machen schnelle Bewegungen.

Sincaplar çabuk hareket ederler.

Sie sind schnelle Läufer.

Onlar hızlı koşucular.

Naoko ist eine schnelle Läuferin.

Naoko hızlı bir koşucudur.

Er hat eine schnelle Internetverbindung.

- O, hızlı bir internet bağlantısına sahip.
- Onun hızlı bir internet bağlantısı var.

Tom hat eine schnelle Auffassungsgabe.

Tom'un pratik zekası var.

Sie hat eine schnelle Auffassungsgabe.

Onun çok hızlı bir hafızası var.

Tom hat eine schnelle Internetverbindung.

Tom'un hızlı bir internet bağlantısı var.

Er hat eine schnelle Auffassungsgabe.

Onun çok hızlı bir zihni vardır.

Sie ist eine schnelle Läuferin.

O, hızlı koşar.

Viele Amerikaner mögen schnelle Autos.

Birçok Amerikalı hızlı arabaları sever.

Danke für die schnelle Aufnahme!

Hızlı kabul ettiğiniz için teşekkür ederim!

Tom führte eine schnelle Kopfrechnung durch.

Tom kafasında hızlı bir hesaplama yaptı.

Tom hat eine recht schnelle Auffassungsgabe.

- Tom anlamada oldukça hızlı.
- Tom oldukça hızlı kavrıyor.

Vielen Dank für die schnelle Antwort.

- Çabuk cevabın için teşekkür ederim.
- Hızlı cevabınız için teşekkür ederim.

Wir hoffen auf deine schnelle Genesung.

- Umarız çabucak iyileşirsiniz.
- Hızlı iyileşmenizi umuyoruz.

Sie war damals eine starke und schnelle Läuferin.

O, o zaman güçlü, hızlı bir koşucuydu.

Tom kann nur sehr schwer schnelle Entscheidungen treffen.

Tom'un beklemeden cevap verme sorunu var.

Ich bin es gewohnt, schnelle Entscheidungen zu treffen.

Çabuk reaksiyon vermeye alışkınım.

Tom ist es gewohnt, schnelle Entscheidungen zu treffen.

Tom hızlı kararlar vermeye alışkındır.

Aspirin kann für eine schnelle Linderung von Kopfschmerzen sorgen.

Aspirin baş ağrısı için hızlı bir rahatlama sağlayabilir.

Auf die Schnelle kann man keine gute Arbeit leisten.

İyi bir iş yapmak istiyorsanız acele etmeyin.

Der schnelle, braune Fuchs sprang nicht über den faulen Hund.

Hızlı kahverengi tilki tembel köpeğin üstünden atlamadı.

Gute Besserung an dein Väterchen. Ich wünsche eine schnelle Genesung.

Çok, çok geçmiş olsun babacığına. Acil şifalar diliyorum.

Und nur durch die schnelle Intervention von Marschall Ney, Eugène und Poniatowski gerettet.

uğradı ve yalnızca Mareşal Ney, Eugène ve Poniatowski'nin hızlı müdahalesi ile kurtarıldı.

Das japanische Volk weiß die schnelle Unterstützung durch viele ausländische Nationen sehr zu schätzen.

Japon halkı, birçok yabancı ülkelerin çok hızlı yardımlarını takdir ediyor.

- Rasch dahinfliegend zwitschern die Vögel laut.
- Im Fluge zwitschern die Vögel laut.
- Die Vögel fliegen schnell und zwitschern dabei laut.
- Die Vögel zwitschern laut, indes sie schnelle fliegen.

Kuşlar hızla uçarken yüksek sesle cıvıltı yaparlar.