Translation of "Roman" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Roman" in a sentence and their turkish translations:

- Du solltest einen Roman schreiben.
- Sie sollten einen Roman schreiben.

Bir roman yazmalısın.

Tom liest einen Roman.

Tom bir roman okuyor.

Ihr Roman gefällt mir.

Onun romanını seviyorum.

Dieser Roman ist langweilig.

Bu roman sıkıcı.

Tom schreibt einen Roman.

Tom bir roman yazıyor.

Er schreibt einen Roman.

O bir roman yazıyor.

Er liest einen Roman.

O bir roman okuyor.

Sie liest einen Roman.

O bir roman okuyor.

Dieser Roman langweilt mich.

- Bu roman beni sıkıyor.
- Bu roman bana sıkıcı geliyor.

Taugt mein Roman etwas?

Romanım iyi mi?

- Dieser Roman ist schwer verständlich.
- Dieser Roman ist schwer zu verstehen.

- Bu romanı anlaması zordur.
- Bu, anlaşılması zor bir roman.

- Dieser Roman besteht aus drei Kapiteln.
- Dieser Roman besteht aus drei Teilen.

Bu romanda üç bölüm vardır.

Sein Roman verkaufte sich gut.

Onun romanı iyi sattı.

Wann erscheint sein neuer Roman?

Onun yeni romanı ne zaman yayınlanacak?

Du solltest einen Roman schreiben.

Bir roman yazmalıydın.

Wann wurde dieser Roman herausgegeben?

Bu roman ne zaman yayınlandı?

Er liest gerade einen Roman.

O, şimdi bir roman okuyor.

Ich finde seinen Roman langweilig.

Onun romanının sıkıcı olduğunu düşünüyorum.

Sie schrieb einen autobiographischen Roman.

O, otobiyografik bir roman yazdı.

Was für ein interessanter Roman!

Ne ilginç bir roman bu!

Dieser Roman ist sehr phantasievoll.

Bu roman çok yaratıcı.

Der Roman ist sehr bewegend.

Roman çok heyecan verici.

Dieser Roman ist recht interessant.

Bu roman oldukça enteresan.

Hast du diesen Roman ausgelesen?

O romanı okumayı bitirdin mi?

Sein neuer Roman ist lesenswert.

Onun yeni romanı okumaya değer.

- Hast du aufgehört, den Roman zu lesen?
- Haben Sie den Roman fertig gelesen?

Romanı okumayı bitirdin mi?

- Was hältst du von seinem neuen Roman?
- Was haltet ihr von seinem neuen Roman?
- Was halten Sie von seinem neuen Roman?

Onun yeni romanı hakkında ne düşünüyorsun?

- Wo wirst du deinen nächsten Roman schreiben?
- Wo werden Sie Ihren nächsten Roman schreiben?

Bir sonraki romanını nerede yazacaksın?

- Sein neuer Roman ist ein Bestseller geworden.
- Ihr neuer Roman ist ein Verkaufsschlager geworden.

Onun yeni romanı çoksatar oldu.

- Dieser Roman erschließt sich einem nur schwer.
- Es ist schwierig, diesen Roman zu verstehen.

Bu romanı anlamak zordur.

- Ihr Roman ist ins Japanische übersetzt worden.
- Ihr Roman ist auf Japanisch übersetzt worden.

Onun romanı Japoncaya çevrildi.

- Er hat gestern einen interessanten Roman gelesen.
- Gestern las er einen überaus interessanten Roman.

O, dün en ilginç bir roman okudu.

Wie finden Sie seinen neuen Roman?

Onun yeni romanını nasıl buluyorsun?

Sie ist von diesem Roman gelangweilt.

O, bu romandan sıkıldı.

Wann kommt sein neuer Roman raus?

Yeni romanı ne zaman çıkacak.

Wann kommt dein neuer Roman heraus?

Yeni roman ne zaman çıkacak?

Seinen letzten Roman fand ich interessant.

Onun en son romanını ilginç buldum.

Ihr Roman hat sich gut verkauft.

Romanı iyi sattı.

Der Roman wurde ins Deutsche übersetzt.

Bu roman Almancaya çevrildi.

Ihr neuer Roman wurde hoch gelobt.

Onun yeni romanı hayli övüldü.

Ich habe den Roman fast aus.

Romanı okumayı neredeyse bitirdim.

Er arbeitet an einem neuen Roman.

O, yeni bir roman üzerinde çalışıyor.

Sein Roman wurde ins Japanische übersetzt.

Onun romanı Japoncaya çevrildi.

Ich habe diesen Roman schon gelesen.

- O romanı zaten okudum.
- O romanı daha önce okudum.

Er schrieb diesen Roman mit Zwanzig.

O, bu romanı yirmi yaşında yazdı.

Wann wird Ihr neuer Roman veröffentlicht?

Yeni romanınız ne zaman yayınlanacak?

Tom arbeitet an einem neuen Roman.

Tom yeni bir roman üzerinde çalışıyor.

Da las ich gerade einen Roman.

O zaman bir roman okuyordum.

Dieser Film basiert auf einem Roman.

Bu film bir romana dayalı.

Tom schreibt gerade an einem Roman.

Tom şimdi bir roman yazıyor.

Tom arbeitet an einem weiteren Roman.

- Tom yeni bir roman üzerinde çalışıyor.
- Tom başka roman üzerinde çalışıyor.

Tom liest jetzt gerade einen Roman.

Tom şimdi bir roman okuyor.

Der Roman ist im Entstehen begriffen.

Roman yapım aşamasında.

- Ihr neuer Roman wird im nächsten Monat erscheinen.
- Ihr neuer Roman erscheint im nächsten Monat.

Onların yeni romanı gelecek ay yayımlanacak.

- Er übersetzte einen japanischen Roman ins Französische.
- Er hat einen japanischen Roman ins Französische übersetzt.

O Japonca bir romanı Fransızcaya çevirmiştir.

- Gestern las er einen überaus interessanten Roman.
- Gestern hat er einen überaus interessanten Roman gelesen.

O dün en ilginç romanı okudu.

- Diesen Roman zu lesen hat mir sehr viel Spaß gemacht.
- Dieser Roman hat mir sehr viel Freude bereitet.
- Dieser Roman hat mir sehr gefallen.

Ben bu romandan çok hoşlandım.

- Dieser Roman wurde von einem amerikanischen Autor verfasst.
- Dieser Roman wurde von einem amerikanischen Schriftsteller geschrieben.

Bu roman Amerikalı bir yazar tarafından yazıldı.

Dieser Roman wurde nach seinem Tod veröffentlicht.

Roman onun ölümünden sonra basıldı.

Der Roman wurde in viele Sprachen übersetzt.

Roman birçok dile çevrildi.

Sein neuer Roman erscheint im nächsten Monat.

Yeni romanı gelecek ay piyasaya çıkacak.

Ich werde diesen Roman bald ausgelesen haben.

Yakında bu romanı okumayı bitireceğim.

Sie hat einen Roman über Vampire geschrieben.

O, vampirler hakkında bir roman kaleme aldı.

Er hat angefangen, einen Roman zu schreiben.

Bir roman yazmaya başladı.

Er übersetzte einen japanischen Roman ins Französische.

O, bir Japonca romanı Fransızcaya tercüme etti.

Es handelt sich hier um einen Roman.

Bu bir kurgu eseridir.

Wann wird ihr neuer Roman veröffentlicht werden?

Onun yeni romanı ne zaman yayınlanacak?

Dieser Roman wurde aus dem Englischen übersetzt.

Bu roman İngilizceden çevrilmiştir.

Tom hat angefangen, einen Roman zu schreiben.

Tom bir roman yazmaya başladı.

Ihr neuer Roman kommt nächsten Monat heraus.

Onun yeni romanı önümüzdeki ay çıkacak.

Toms Roman ist ins Französische übersetzt worden.

Tom'un romanı Fransızcaya çevrildi.

Tom übersetzte einen französischen Roman ins Englische.

Tom Fransızca bir romanı İngilizceye çevirdi.

Er hat einen Roman über Vampire geschrieben.

O, vampirler hakkında bir roman yazdı.

Dieser Roman war eines seiner letzten Werke.

Bu roman onun son eserlerinden biriydi.

Ihr neuer Roman ist ein Verkaufsschlager geworden.

Onun yeni romanı çoksatar oldu.

Er ist durch den Roman berühmt geworden.

O, roman sayesinde ün kazandı.

Ich habe diesen Roman mit Vergnügen gelesen.

Bu romanı okumaktan hoşlandım.

Weißt du, wer diesen Roman geschrieben hat?

Bu romanı kimin yazdığını biliyor musun?

Sie ermunterte ihn, einen Roman zu schreiben.

Onu bir roman yazmaya teşvik etti.

Sein neuer Roman ist ein Bestseller geworden.

Onun yeni romanı çoksatar oldu.

- „Was für ein Buch liest du?“ – „Einen Roman.“
- "Was für ein Buch liest du gerade?" "Einen Roman."
- „Was liest du denn da für ein Buch?“ – „Einen Roman.“

"Ne tür bir kitap okuyorsun?" "Bir roman."

Während ich in Nigeria für den Roman warb,

Nijerya'da romanımın tanıtımını yaparken

Der Roman endet mit dem Tod der Heldin.

Roman bir kahramanın ölümü ile sona erer.

Der Roman hat sich fast 20.000 Mal verkauft.

- Roman neredeyse 20.000 nüsha satmıştı.
- Roman yaklaşık olarak 20,000 adet sattı.

Offen gesagt ist dieser Roman nicht sehr interessant.

Açık konuşmak gerekirse, bu roman çok ilginç değil.

Es gibt nichts Besseres als einen guten Roman.

İyi bir romandan iyisi yoktur.

Im nächsten Monat kommt ihr neuer Roman heraus.

Onun yeni romanı önümüzdeki ay çıkacak.

Es war mein Traum, diesen Roman zu übersetzen.

Bu romani çevirmek benim hayalimdi.

Sein neuer Roman hat sich als Kassenschlager entpuppt.

Onun yeni romanı en çok satan bir kitap oldu.

Dieser Roman ist auch ins Französische übersetzt worden.

Bu roman da Fransızcaya tercüme edilmiştir.

Ich hatte diesen Roman in drei Tagen durchgelesen.

Ben üç gün içinde bu romanı okuyarak tamamladım.

Es fällt mir schwer, diesen Roman zu lesen.

Bu roman benim okuyamayacağım kadar zor.