Examples of using "Morgens" in a sentence and their turkish translations:
Sabahleyin saat kaçta kalkıyorsun?
Sabahları hindistan cevizi suyu içerim.
Sabahleyin genellikle sis vardır.
Sabahleyin kahveye ihtiyacım var.
Sabahları meyve yiyemem.
Biz erken bir başlangıç yaptık.
O, nadiren kahvaltı yapar.
Sabah 08:00.
Sabahları duş alma alışkanlığım var.
Tom genellikle sabah yüzer.
Sabahleyin katlanır yatağı temizleriz.
Saat sabah ikidir.
Tom sabahleyin asla burada olmaz.
Sabah akşam yazarım.
Sabahleyin çok yorulurum.
Çocuklar sabahleyin okula gider.
Sabah çalışmayı tercih ederim.
Köpeğimi sabahleyin beslemem.
Sabah saçımı yıkamam.
Biz sabah saat dörtte kalktık.
Kuşlar genellikle sabah erken uyanır.
Sabahın erken saatlerinde, istasyonun tuvaletleri açıldığında,
Roger sabahtan akşama kadar çalışır.
Sabahleyin meditasyon yapardı.
Ben genellikle sabah erken kalkarım.
O, sabahtan akşama kadar çalıştı.
Sabah asla ofiste değildir.
Ben sabahları hiç meyve yiyemem.
Tom muhtemelen sabahleyin burada olacak.
Tom sabah erken kalkmaktan nefret eder.
Sabah bir fincan kahve içmeliyim.
Ben sabahleyin altıda kalkarım.
Sabahleyin erken kalkmak iyidir.
Onlar sabah altıya kadar dans ettiler.
- O, sabah erken kalkmaktan nefret ediyor.
- Sabah erken kalkmaktan nefret eder.
O sabahleyin erken kalkmaktan nefret eder.
Mary sabahleyin erken kalkmaktan nefret eder.
Okul sabah saat kaçta başlıyor?
Sabah saat kaçta evden ayrılırsınız?
Tom sabahları genellikle biraz asabidir.
O, sabahtan akşama kadar çalıştı.
Sabahleyin o hâlâ kötü bir ruh hali içindeydi.
O, her zaman sabahleyin biraz asabidir.
Tom her zaman sabahleyin erken kalkar.
Sabah sarımsak yemeyi sevmem.
Sabahleyin sadece tost ve kahve alırım.
O her zaman sabahtan akşama kadar çalışıyor.
Sabahları her zaman ofiste değildir.
Okul saat 8:10 a.m de başlar.
Sabahleyin her zaman iki fincan kahve içerim.
Sabahleyin genellikle ilk olarak duş alırım.
Sabah saat sekiz buçukta kalkarım.
- Bu sabah çok erken vardı.
- Bu sabah çok erken ulaştı.
Sabahtan akşama kadar durmadan çalışıyordu.
Ben sabah duş almayı tercih ederim.
Ben sabahları çalışırım.
Sabahları altı buçukta kalkıyorlar.
Annem her zaman sabah erken kalkar.
Market sabah dokuzda açılır.
Sabahleyin her zaman bir fincan kahve içerim.
Tom sadece sabahleyin meşgul görünüyor.
Sabah banyoda çok fazla zaman harcıyorsun.
Bu sabah altıdan beri çalışıyorum.
- Trafik burada ağırdır, özellikle sabahları.
- Trafik burada özellikle sabahları ağırdır,
- Trafik burada yoğundur özellikle sabahları.
O bir sabah güzel bir kız gördü.
O, sabah sekizde kalktı.
O, sabah yedide kalktı.
Sabah altıda kalktım.
Tom sabahın erken saatlerinde sahilde oturmayı sever.
Tom sabahleyin sık sık parka gider.
Sabahları her zaman yedi civarında uyanırım.
Ben sabahleyin her zaman saat 6'da kalkarım.
Okul sabah sekiz otuzda başlar.
Sabah üçe kadar TV izlemekten hoşlanıyor.
- Sabahtan akşama kadar onu çalıştırdılar.
- Onu sabahtan akşama kadar çalışmaya zorladılar.
- Onu sabahtan akşama kadar çalıştırdılar.
- Onu sabahtan geceye kadar çalıştırdılar.
Kuşlar genellikle sabah erken uyanır.
Uçak sabah saat 8:00'de kalkar.
Müze sabah 9'dan itibaren açıktır.
Brezilya'da saat 5.
Ben sabah 8:00'e kadar genellikle uyanığım.
Sabah ikiye kadar uyumadım.
- Tom saat altıda gitmek için çalar saati kurdu.
- Tom çalar saati sabah 6:00'da çalması için kurdu.
Her zaman kahvaltılık şekersiz mısır gevreği yerim.
Peynir sabah altın, öğleden gümüş, akşam kurşundur.
Sabahleyin dörtte yağmur yağmaya başladı.
Tom her gün sabah erken saatlerden gece geç saatlere kadar çalışıyor.
O, sabahleyin tenis oynar.
Sabahları gazete okuyacak zamanın oluyor mu?
Seninle istasyonda sabah 10'da buluşacağım.
O her zaman sabah saat 8.00'de işe gider.
Sabahtan akşama kadar çiftlikte çalışıyor.
- Tom beni dün sabah saat dokuzda aradı.
- Tom dün sabah saat dokuzda beni aradı.