Examples of using "Klassenzimmer" in a sentence and their turkish translations:
Sen sınıfta yemek yer misin?
Sınıfta konuşma.
O, sınıfa koştu.
- Sınıftan çık.
- Sınıftan çıkın.
Tom sınıfa koştu.
Bu sınıf temizleniyor.
Bob sınıfa koştu.
- O bir sınıf değil.
- Orası bir sınıf değil.
Ben sınıfta yemek yerim.
Ben sınıfı süslüyorum.
Sınıfınızı temiz tutun.
Ben sınıftayım.
Yeni öğretmen sınıfta.
Lütfen sınıfta koşma.
Sınıf neredeyse boştu.
Sınıf sessizdi.
Sınıfta kimse yok.
O sınıf çok küçük.
Tom aceleyle sınıftan çıktı.
Bu sınıf çok büyük.
Sınıflarda hangi tip ekipman kurulmuştur?
Tom fark edilmeden sınıfa daldı.
Benim sınıfı terk etmem istendi.
aynı zamanda sınıfın içinde dolaşırdı
Tom sınıftan sıvıştı.
- O, sınıftan sıvıştı.
- Çaktırmadan sınıftan kaçtı.
O, sınıftan ne zaman ayrıldı?
Sınıfımızı temizlemeliyiz.
Sınıftayken şapkalarınızı çıkarın.
- Okuldan sonra sınıfımızı temizleriz.
- Biz okuldan sonra sınıfımızı temizleriz.
Tom hâlâ sınıfta olan tek kişi.
Sınıfta bazı öğrenciler vardı.
Sınıfta gürültü yapmamalısınız.
O, okul bittikten sonra sınıfta oyalandı.
Ben ayrıldığımda Tom sınıftaydı.
Tom sınıfta bir cam kırdı.
Dersler bittikten sonra sınıfımızı temizleriz.
Bu sınıf sadece otuz öğrenci alabilir.
Jane'nin tebessümle sınıfına girdiğini gördüm.
Ben sınıfa girdiğimde Tom Mary'yi öpüyordu.
Öğretmen bize sınıfta yemek yiyemeyeceğimizi söyledi.
Ben oraya vardığımda Tom zaten sınıftaydı.
Tom ve Mary şimdi sınıfta yalnız başına.
Tom, Mary, John ve Alice hepsi sınıfta.
Tom bisiklet kaskını taşıyarak sınıfa girdi.
Ben sınıftayım.
Bugün sınıfta dünkünden daha fazla sayıda öğrenci var.
Zil çalar çalmaz öğretmen sınıfa geldi.
Öğretmen her gün sınıfımızı temizlememizi istedi.
Tom bana sınıfta hâlâ kaç tane öğrenci olduğunu sordu.
Bazı erkek çocukları sınıfa geldi.
Sınıfta yalnızdım.
Sınıflarını temizlemek öğrencilerin görevidir.
Öğretmen kızgın, bu nedenle lütfen sınıfta gürültü yapmayın!
Öğretmen sınıfın etrafına baktı ve konuşmaya başladı.
Öğretmen gerçekten üzgündü ve Johnny'yi sınıftan attı.
Sınıfa girdiğimde çalışan tek kişi Tom'du.
Tom her zaman sınıfın arkasında oturur.
Tom genellikle sınıfın arkasında oturur.
Tom, Mary'nin sınıfta horladığını duyduğunu sandığını söyledi.
Hem Tom hem de Mary sınıftalar.
Mademki sen ondan bahsediyorsun, Tom'u bugün sınıfta gördüğümü hatırlamıyorum.
"Sınıfım nerede?" "Üçüncü katta."
Tom öğretmen masasına oturdu ve o, sınıfa girdiği zaman kimya öğretmenini taklit ediyordu.
Ben ayrıldığımda Tom hâlâ sınıftaydı.
Bu sınıfta kaç tane pencere var?
"Kitabım nerede?" "Sınıfta."
Birkaç öğrencinin geleceğini umuyorduk, fakat sınıfta kimse yoktu.