Examples of using "Haufen" in a sentence and their turkish translations:
Onun bol kitapları var.
Çok eğlendim.
ve ayrı bir kafatası yığınıyla karşılaştılar.
Etrafta uçuşan bir sürü can sıkıcı böcekler vardı.
Siz umutsuzsunuz.
Bu otomobil bir çöp yığını.
Bir grup insan dışarıda bekleyip duruyordu.
Patlamada bir grup insan öldü.
Bir sürü eski kutunun arkasında bir şey gördü.
O, insanlara her zaman bir sürü sorun çıkarıyor.
Bu tüm planlarımı bozar.
Ben sinemada bir çocuk kalabalığı gördüm.
Bir yığın cesetten sürüklenen Vöggr hariç.
- O aşırı para harcıyor.
- Onun bir sürü parası var.
Karen bitpazarında birçok şey aldı.
Biletler için bir sürü para ödedim.
Tom her şeyi odanın ortasına yığdı.
Halledecek bir sürü sorunum var.
Sen bana sor çocuk, aşk nedir? Bir yığın gübrede bir yıldız.
- O aşırı para harcıyor.
- Onun bir sürü parası var.
Tom borsada çok para kazanma şansı olduğunu düşündü.
yeni bir yol kazıyorlardı ve bir yığın iskelet, yaklaşık 50 tuhaf
Daha önceleri kazık gibi gergin çizilen insanlar yerine bu sefer relax bir görüntü verildi
Tom o gitar için çok para ödedi.
Bence alayınız dibek dövücünün hınk deyicilerisiniz.
Bir grup insanın bizimle birlikte su kayağına gideceğini düşünmüştüm. Fakat kesinlikle başka hiç kimse gelmedi.