Examples of using "Gewöhnte" in a sentence and their turkish translations:
O, ofiste çalışmaya alışıktı.
Kısa sürede kendini soğuk havaya alıştırdı.
Tina kısa sürede Japon yemeklerine alıştı.
Kısa sürede yaşam tarzına alıştı.
Tom kısa sürede kendini okul hayatına alıştırdı.
Kısa sürede yeni çevreye alıştı.
Yabancı kısa sürede Japon yemeklerine alıştı.
Kısa sürede herkesin içinde konuşmaya alıştım.
Amerika'da yaşamaya alışıyordum.
Yeni ofisinde çalışmaya alışması Tom'un birkaç haftasını aldı.
Bob zor işe alıştı.
Tom küçük bir kasabada yetişmesine rağmen Boston'da yaşamaya çalıştı.