Translation of "Franzose" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Franzose" in a sentence and their turkish translations:

Er ist Franzose.

O bir Fransız.

Der Franzose singt.

Fransız şarkı söylüyor.

Tom ist Franzose.

- Tom Fransız.
- Tom Fransızdır.

- Sind Sie Amerikaner oder Franzose?
- Bist du Amerikaner oder Franzose?

Sen Amerikalı mı yoksa Fransız mısın?

Bist du Franzose oder Engländer?

Fransız mısın yoksa İngiliz misin?

Er ist kein Amerikaner, sondern Franzose.

O bir Amerikalı değil ama bir Fransızdır.

- Ich bin Franzose.
- Ich bin aus Frankreich.

Ben Fransızım.

- Er kommt aus Frankreich.
- Er ist Franzose.

O, Fransızdır.

- Tom ist Franzose.
- Tom kommt aus Frankreich.

- Tom Fransız.
- Tom Fransızdır.

- Er war Franzose. Ich erkannte es an seiner Aussprache.
- Er war Franzose, das merkte ich an seiner Aussprache.

Kendisi Fransız'dı. Aksanından anlayabiliyordum.

Ich erkannte an seinem Akzent, dass er Franzose war.

Aksanına dayanarak onun bir Fransız olduğunu söyleyebilirdim.

Aufgrund seines Akzentes wusste ich, dass er Franzose war.

Aksanından onun Fransız olduğunu anlamıştım.

- Der Mann da ist Franzose. Du und deine Schwester auch?
- Der Mann dort ist Franzose. Sind Sie und Ihre Schwester das auch?

O adam Fransız. Sen ve kız kardeşin de Fransız mı?

- Wusstest du, dass ich Franzose bin?
- Wusstest du, dass ich Französin bin?

Benim bir Fransız olduğumu biliyor muydun?

Er ist von Hause aus Franzose, aber jetzt ist er ein US-Bürger.

Doğuştan Fransızdır ama o şimdi bir ABD vatandaşı.

Ich wünsche dir viel Erfolg bei deiner mündlichen Prüfung! Ist der Prüfer ein Franzose?

Sözlü sınavında sana başarılar diliyorum! Sınavı yapan kişi Fransız mı?

Wussten Sie, dass ein Franzose den Unterschied zwischen "die Symmetrie" und "die Asymmetrie" nicht hört?

Fransızların "simetri" ve "asimetri" arasındaki farkı işitmediklerini biliyor musunuz?